Takdir edilecek miktarın, elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerekeceği-
Somut olayda Yönetim Planında yer alan, bağımsız bölümlerin münhasıran mesken olarak kullanılacağı hükmü karşısında dava konusu bağımsız bölümün avukatlık bürosu olarak kullanılmasının mümkün olmayacağı- Yönetim planında sadece doktor muayenehaneleri için bu kurala istisna getirilmiş olup; bu istisnanın da yorum yoluyla genişletilemeyeceği-
İskân izni her ne kadar 21.07.2006 tarihinde yüklenici tarafından alınmışsa da 24.03.2006 tarihinden itibaren (4) ay süre ile bağımsız bölümlerin piyasa rayiçleri ile hesaplanacak kira bedellerine Borçlar Kanunu 158/II. maddesi uyarınca “ifaya ekli” ceza olarak tahsilini davacılar talep edebilecekleri gibi; takip eden teslim tarihi olan 19.09.2006 tarihine kadarki süre için de Borçlar Kanunu 106. maddesi gereğince “gecikme tazminatı” isteyebileceği-
Davacının, davalı tarafça hile ile kandırılıp, hemen ödeme yapılacağı yönünde oluşturulan güvenin etkisiyle bedeli henüz almadığı halde tapu sicil görevlileri önünde aldığını ifade ettiği ve bu bedelin halen ödenmediği, iddiasına dayanmakta; açıklanan bu özellikleri itibariyle davanın hukuksal dayanağını “hile”nin oluşturduğu-
Kanunda aranan başvuru süresinin hak düşürücü süre olmaması nedeniyle işin esasına yönelik delillerin toplanması ve özellikle karar defterinin kasten veya kasta yakın bir kusurun varlığı nedeniyle zayi olup olmadığını araştırarak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, kusur ve hasar tespitine yönelik olarak oluşturulan keşif ara kararının yerine getirilmesi için davacılar vekiline verilen kesin sürenin, usul hukukuna konuluş amacına uygun kullanılmadığı ve yöntemine uygun olmadığı ve bu nedenle hukuki sonuç doğurmayacağı-
Davalının “vekaletten azli” ve böylece davacıyı temsil yetkisi kalkmadığı sürece, hem davalı, hem de onunla işlem yapan davalı Bankanın işlemi geçerli ve temsil olunan davacı Şirketin de bununla bağlı olacağı-
“Konut amaçlı taşınmaz malların” 4077 sayılı Kanun kapsamına alınmış olduğu, aynı Kanunun 23.maddesi uyarınca bu tür davalara bakma görevinin tüketici mahkemesine ait olduğu-
Davacı vekilinin dava dilekçesi, Ankara Sulh Hukuk Mahkemesi hakimince dava dilekçesi 27.12.2007 tarihinde kaleme havale edilerek muhabere defterine aynı tarihte kaydı yapılmış, muhatap Mersin Sulh Hukuk Mahkemesince ise 03.01.2008 tarihli hakim havalesi sonrasında esas defterine kaydedilmiş olup, dava dilekçesinin muhatap mahkemeye gönderilmek üzere verildiği mahkeme hâkimince havale edildiği 27.12.2007 tarihi davanın açılma tarihi olup, dava tarihinin 27.12.2007 olduğu, davanın süresinde açıldığı-
Davacı BK.'nun 101.maddesi gereğince ihtarname göndererek davalıyı temerrüde düşürmediğine göre, hükmedilen alacaklara dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekeceği-