Somut olayda; asıl davada davacı tarafın, yazılı delil sunmamış ise de, yemin deliline dayandığı, N.’ye yapılan temlikin muvazaalı olduğunun kanıtlanması halinde; N.’nin annesi olan Dudu’nun, bu durumu bilen ya da bilmesi gereken kişi konumunda bulunduğu gözetildiğinde, iyiniyetli olmayacağı ve iktisabının korunamayacağı-
Tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplam düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespitinin büyük önem taşıdığı,gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malikin bulunduğu,bu nedenle yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlet’e ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta şeklen iyiniyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulmasının gerekeceği-
Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişinin bu tescile dayanamayacağı bu nedenle davalının ediniminde iyiniyetli olup olmadığının ilkeler doğrultusunda araştırılması gerekeceği-
Davanın anılan kooperatife de yöneltilmesi gerektiğinden, kooperatifin sicilden terkin edilmiş olması halinde ihyasının sağlanarak, sonrasında kooperatif aleyhine dava açması için davacıya süre verilmesi, açtığında davanın işbu dava ile birleştirilmesi, kooperatifin varsa delillerinin de değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İyi niyetin amacının iyi niyetli gözükeni değil gerçekten iyi niyetli olan kişiyi korumak olduğu bu hususların daima göz önünde tutulması bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesinin ve değerlendirilmesinin gerekeceği, kötü niyet iddiasının def'i değil itiraz olduğu iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden nazara alınacağı-
İyi niyetin amacının iyi niyetli gözükeni değil gerçekten iyi niyetli olan kişiyi korumak olduğu, bu hususların daima göz önünde tutulması bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesinin ve değerlendirilmesinin gerekeceği, kötü niyet iddiasının def'i değil itiraz olduğu iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden nazara alınacağı-
Gerek vekalet akdinin düzenlendiği tarih, gerekse temlik tarihinde davacının hukuki tasarruf yetkisinin bulunmadığının belgelendiği, ehliyetsiz kişinin yaptığı tasarrufun geçerlilik taşımayacağı, ancak ikinci el konumundaki davalının iyiniyetli olması halinde edinimlerinin korunacağı, bu durumda davalının iyiniyetli olup olmadığının saptanması gerekeceği-
Tapu siciline güvenerek iyiniyetle ayni hak kazanımında tapulu taşınmazların intikallerinde huzur ve güveni koruma toplum düzenini sağlama uğruna bu iyiniyetin kanıtı için tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil davalarında gerek dolu pafta sistemi ve gerekse doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca hakimin kararıyla doğru sicil oluşturmak zorunda olduğu-
Davalının çekişmeli payı ifraz ve tevhit işlemleri sırasında edinmediği, ifraz ve tevhit işleminin yapıldıktan 8 yıl sonra satın alma suretiyle edindiği ve ikinci el konumunda olduğu açıkça anlaşıldığından, TMK.'nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağının tartışılması gerektiği-