Tapuda kayıtlı bir taşınmaz malı kazanan kimseye karşı MK.nun 931 (TMK.1023) maddesinde öngörülen iyi niyet kurallarına aykırılık nedeniyle açılan tapu iptali davalarında dava açılma iradesinin iktisabın kötü niyete dayalı olduğu iddiasını da taşıdığı; kaldı ki, öyle olmasa bile kötü niyet iddiasının hukuki mahiyeti itibariyle itiraz niteliğinde bulunduğu, bu nedenle, yargılama sona erinceye kadar her zaman ileri sürülebileceği-
Kaldırılması talep edilen ipotekten daha önce K...'de ipotek tesis edilmesi, ipotek belgesinde davalı eşin adresinin K.... olması ve davacının davalı şirketin kötü niyetli olduğunu gösteren bir delil getirmemiş bulunmasına göre davalı şirketin kazanımının korunacağı ve bu sebeple davanın reddinin gerekeceği-
Temlikin, temlik edenle borçlu (arsa sahibi) arasında bazı ilişkilerin doğmasına neden olduğu, zira temlik alanın evvelki alacaklının yerine geçmiş borçludan (arsa sahibinden) ifayı istemesinin, gerektiğinde de borçluyu ifaya zorlamasının onun hakkı olduğu- Eksik bırakılan işler ve eksik işler bedeli de saptanmış olduğundan bu eksikliklerin giderilmesi veya bedelinin mahkeme veznesine depo edilmesi için BK'nın 81. maddesi uyarınca davalılara önel verilerek sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Tapu iptali ve tescil mümkün olmazsa, tazminat davasında, davalı üçüncü kişilerin yüklenicinin borcunu üstlenmek suretiyle eksik inşaatı tamamlayabilecekleri gibi, mahkemece belirlenecek eksik işlerle ilgili bedeli depo etmeleri koşuluyla tapu iptali ve tescil konusunda karar verilmesinin de mümkün olduğu; ortak yerlerde saptanan eksik ve kusurlu işlerin giderilme bedelini ve ortak gider kabul edilmesi gereken iskan masraflarını davacı arsa sahibinin sözleşmedeki paylaşım oranına göre talep edebileceği-
Son kayıt maliki davalının, miras bırakanın oğlu olup muvazaalı işlemi bilen kişi konumunda bulunduğu ve Türk Medeni Kanunun 1023. maddesi koruyuculuğundan istifade edemeyeceği-
Dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ya da tazminat isteğine ilişkindir. Tek bilirkişiden alınan rapora göre imzanın davacının eli ürünü olduğu saptanmış, ancak davacı taraf rapora itiraz ederek Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını istediği halde mahkemece bu istek yerine getirilmeksizin neticeye gidilmiştir. Bu itiraz giderilmeden oluşturulan hükmün, hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş tarafından, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmemesi halinde, işlem tarafı iyiniyetli üçüncü kişinin ayni hak kazanımının 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 1023.maddesi hükmü ile korunduğu-
Davalı banka ipotek tesisine diğer eşin muvafakatini aramış ve bu muvafakat belgesi sunulmuşsa da bankanın ipotek tesisine muvafakat belgesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığını araştırmakla yükümlü olamayacağı ve bu muvafakatin işlemin yapıldığı anda alınması zorunluluğunun da olmadığı, davalı bankanın muvafakat belgesindeki imzanın davacıya ait olmadığını bilmediğine göre ipotek tesis işleminde iyi niyetli olduğunun kabulü ile bu kazanımın korunması gerekeceği-
Haklarındaki dava reddedilen davalıların, köyde bulunan taşınmazlarla ilgili olarak kendilerinden beklenen özeni göstermeleri halinde durumu öğrenebilecekleri, tanık beyanlarından davacıların tapuda hak sahibi oldukları konusunda da davalıların uyarıldıkları anlaşılmakla, davalıların iktisabının iyiniyetli olmadığı ve TMK’nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları-
Sahte vekaletnameye dayalı yolsuz tescilden taşınmaz üzerinde ayni hak edinen kişi ilk el olduğundan tapu siciline güven ilkesinden yararlanamayacağı-
Vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında vekilden ayni hak edinen üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması gerekeceği-