Önalım nedeniyle payın adına tesciline ilişkin davaya konu olayda davalının, davacının taraf olmadığı bir hüküm ile dava konusu taşınmazda bir pay edindiği; davalının, hükmün kesinleştiği tarihte mülkiyet hakkını kazanmışsa da bu pay üzerindeki tasarruf hakkını tescil ile elde etmediği, mülkiyet hakkını tescilden önce kazanan  tarafın tasarruf  hakkını ancak tescil ile elde edebildiği durumda davacının taraf olmadığı kararın kesinleştiğini bilmesi ve bu duruma göre önalım hakkını kullanılmasının beklenilmesinin TMK'nın 1020. maddesinde düzenlenen "Tapu sicilinin açıklığı"  ilkesine aykırı olduğu- TMK'nın 732. maddesi gereğince önalım hakkı payın satılması ile kullanılabilen bir hak olup bu hakkın kullanılabilmesi için satış sözleşmesinin  kurulmasının  yeterli olmadığı,  satışın, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmesi ile geçerlilik ve aleniyet kazanacağı- Davacı, dava konusu payın davalı adına tescil edildiği tarihten sonra iki yıllık hak düşürücü süre geçmeden dava açıldığından önalım davasının esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Devletin, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlendiği, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağladığı, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğunu kabul ettiği, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunun olduğu- -TMK' nin 1023. maddesine göre, tapu kütüğündeki sicile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunacağı, aynı ilkeyi tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddenin 1. fıkrasına göre, bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3. kişinin bu tescile dayanamayacağı-
Önemine binaen öncelikle hukuki ehliyetsizlik yönünden tarafların bildirecekleri tüm delillerin toplanması, davacıya ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahade kağıtları, reçeteler vs. istenmesi, tüm dosyanın Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesi, vekaletname ve resim akit tarihlerinde davacının ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde çekişme konusu taşınmaz bakımından vekalet görevinin kötüye kullanıldığına yönelik iddialarının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
24.03.2010 tarihli sözleşmelerle davacılara satılan 4872 ada 6-7 parsellerde A blok 3. kat güneydoğu yönde 14 numaralı ve B blok 2. katta güneydoğu yönde 10 numaralı bağımsız bölümler ile dava konusu edilen bağımsız bölümlerin aynı olup olmadığı yani temlik edilen bağımsız bölümlerin hangi bağımsız bölümler olduğu araştırılarak sonucuna göre tapu iptali ve tescil talebi yönünden bir karar verilmesi gerekeceği-
İ.lı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal, tescil istemine ilişkin davada, inananın, inanç sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakkını ancak akidin tarafına karşı ileri sürebileceği, inanç konusunun üçüncü kişilere devredilmesi halinde kural olarak onlardan isteyebileceği bir hakkı bulunmadığı- İnananın, ancak inanılan ile üçüncü kişinin, inananın inanç borcunu tekrar alma hakkını ortadan kaldırmak amacıyla el ve düşünce birliği içerisinde muvazaalı bir işlem (sözleşme) yapmaları halinde söz konusu sözleşmenin muvazaa nedeniyle geçersiz olduğundan bahisle üçüncü kişi aleyhine dava açabileceği- İ.lı işlem davalarında zamanaşımı süresinin başlaması için öncelikle inanç ilişkisinin sona ermesi veya alacağın muaccel hale gelmesi gerektiğinden, inanç sözleşmesinin sona ermediği, inanç konusu inanılanda, alınan para inananda kaldığı sürece zamanaşımı süresinin başlamayacağı-
Davalı vekilinin tapu iptali ve tescil hükmüne yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün anılan taraflar yararına bozulmasına karar veridiği-
Müdahalenin men'ine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmediği-
Tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde değerinin davalılardan tahsili ve çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin birleşen davada, davacı, davalı ... bankadan temin ettiği kredi ile ekonomik sıkıntılarını giderdiğini, kredi taksitlerini yatırmaya devam ederken taşınmazın devredildiğini iddia ederek, delil olarak banka dekontlarına dayanmış ve ... Bankasına ait 25.10.2007 taksit tarihinden başlayan özet ödeme planı ile ''kartsız para yatırma'' başlıklı iki adet belgeyi ibraz etmiş olup, davacının sunduğu ... Bankasına ait özet ödeme planı ile, ''kartsız para yatırma'' başlıklı belgeye dayanak kayıtların anılan bankadan getirtilerek, davalı ...'ın sözkonusu bankadan kredi kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise geri ödemelerinin kim veya kimler tarafından gerçekleştirildiği belirlenerek, davacının yaptığı ödemeler mevcut ise buna ilişkin kayıt ve ödeme belgelerinin yazılı delil başlangıcı niteliğinde sayılıp sayılmayacağı değerlendirilerek inançlı işleme dayalı asıl ve birleşen dava hakkında karar verilmesi gerektiği-
Önalım bedeli dava konusu 9 adet taşınmazın tapuda gösterilen satış bedeli ile tapu harç ve masraflarının toplamından ibaret olup satış bedelinin bir kısmı depo ettirilmiş ise de tapu harç ve masraflarının hiç depo ettirilmediğinden, çekişme konusu 9 adet taşınmazın davalı tarafından ödenen tapu harç ve masraflarının tapu müdürlüğünden sorularak, dava konusu 9 adet taşınmazın resmi akitte gösterilen satış bedeli toplamı ile birlikte bu taşınmazlara ilişkin davalı tarafından ödenen tapu harç ve masraflarının toplamı tespit edilip depo ettirilerek bir hüküm kurulması gerektiği- Davacı, dava konusu yapılan taşınmazların resmi akitte gösterilen satış bedelinin %30 fazla gösterildiğini ve bedelde muvazaa iddiasında bulunmuş ancak muvazaa iddiasını kanıtlayamadığından, kabul edilen önalım bedeli ile davacı tarafından iddia edilen bedel arasındaki fark esas alınarak davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği- 
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin mülkiyet naklini içeren bir sözleşme niteliğini taşıması nedeniyle resmi biçimde düzenlenmesi gerekeceği, ancak, tarafların karşılıklı olarak edimlerini yerine getirmeleri halinde şekil eksikliğinin ileri sürülmesinin dürüst davranma ilkelerine aykırılık oluşturacağı-