İnanç sözleşmesi, ancak, yazılı delille kanıtlanabilecek olup, bu yazılı delilin, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olması gerektiği; bu nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış “delil başlangıcı” niteliğinde bir belge varsa inanç sözleşmesinin “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebileceği-
Vasiyetnamenin metninde yer almayan bir olgunun, vasiyetnamenin yorumu ile var kabul edilemeyeceği-
Mirasbırakanın borçlarının, ölümünden önce yaptığı hukuki işlemlerden, işlediği haksız fiillerden, malvarlığında meydana gelen sebepsiz zenginleşmeden ve ölüm anına kadar oluşan birtakım olgular nedeniyle doğrudan doğruya kanundan doğabileceği; mirasçıların sorumluluğu bakımından borcun kaynağının önemli olmadığı -
Mirasçıların, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanması gerekeceği-
Mirasın hükmen reddi davasının maktu harca ve vekalet ücretine tabi olduğu-
Miras ortaklığının mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğundan, tereke payları ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara ait olduğu, tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece, mirasçıların somut ve bağımsız paylarının mevcut olmadığı, miras ortaklığını oluşturan mirasçıların, terekedeki malvarlığı değerleri üzerinde elbirliği halinde mülkiyet hükümleri gereğince malik oldukları için, kural olarak tek başlarına veya birkaçı birlikte hareketle terekeye dahil hakkın biri üzerinde tasarrufta bulunamayacakları- 
TMK’ nun 599. maddesine göre miras murisin ölümü ile mirasçılarına geçeceğinden, dava ve ölüm tarihinde davacının saklı pay sahibi mirasçı olduğu açıktır. Öte yandan davalılar mahkemedeki beyanlarında davayı kabul ettiklerini belirtmişlerdir. Bu durumda davalıların kabul beyanları gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Davacının, miras bırakanın öldüğü andan itibaren çekişmeli taşınmazın irsen maliki konumuna geldiği-
3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin, "kadastro tespit tarihinden önce doğan haklar" için söz konusu olduğuı, mirasbırakan dava konusu taşınmazın davalıya temlikini kadastro tespitinden önce yapmış ise de, tespitten sonra öldüğünden TMK.'nun 599. maddesi uyarınca mirasçıların murisin ölüm tarihinde tereke üzerinde hak sahibi olacağı-