Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan arsa sahibi dava tarihinden önce vefat ettiğinden ve tek mirasçı olarak kızı davacının bu davayı kendi adına açtığı, annesinin vefatı ile tek mirasçı olarak ondan kanunen intikal eden hakların ve borçların külli halef sıfatıyla sahibi olduğu anlaşıldığından aktif dava ehliyetinin bulundu-
Günümüzde dijital mal varlığının yadsınamaz ve göz ardı edilemez bir gerçeklik olduğu, dijital mal varlığı ve dijital miras ile ilgili olarak yasal bir düzenleme bulunmadığı, bu konuda yasal bir boşluk bulunduğu, bu nedenle, TMK'nun 1. "Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim, örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir." hükmü kapsamında, tespit talebi gereğince murisin ölüm tarihi itibariyle tüm aktif ve pasif mal varlığının tespiti ve murisin e posta hesabı ve buna bağlı olarak kullanılan sosyal medya hesapları, dijital cüzdan hesapları vb. maddi değer ifade eden ve TMK mad. 599 kapsamında terekesine dahil olup mirasçılarına intikali gereken dijital mal varlığının da tespitinin gerekeceği, ölü kişinin e-posta hesabının özel hayatın gizliliği kapsamında değerlendirilemeyeceği-
Mirasçılardan biri tarafından murisin ölümünden sonra yapılan kira sözleşmesinin kayıt maliki ile yapılan kira sözleşmesini sona erdirmeyeceği-
Çaplı taşınmazda el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemi-
8. HD. 26.06.2019 T. E: 2018/3696, K: 6556-
Paydaşlar arasında ecrimisil isteği-
Paylı mülkiyette paydaşlar arasındaki ecrimisil isteği-
8. HD. 13.03.2019 T. E: 2017/14831, K: 2605-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 599. maddesi hükmü uyarınca; mirasın, murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçeceği ve mirasçıların terekedeki mallar (menkul-gayrimenkul) üzerinde bu tarih itibarı ile hak sahibi olacakları, hal böyle olunca; satış tarihi itibari ile mirasbırakanın hayatta olduğu, davacıların dava konusu taşınmazlar üzerinde henüz hak sahibi olmadıkları, usulüne uygun ıslahla müddeabihin artırıldığı da gözetilmek suretiyle taşınmazların dava tarihindeki keşfen belirlenen ve davacıların payına karşılık gelen miktar üzerinden kabul kararı verilmesi ve bu miktara dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile temlik tarihindeki değer esas alınması ve temlik tarihinden itibaren faiz işletilmesi suretiyle hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı-
Davacı mirasçı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacı da dahil bütün mirasçıların miras payları oranında sorumlu oldukları-