Kiralayan olmayan malikler tarafından açılacak temerrüt nedeniyle tahliye davası paylı mülkiyette pay ve paydaş çoğunluğu sağlanarak, elbirliği mülkiyetinde ise tüm ortakların katılımı ile açılabileceği-
Müşterek mülkiyette mühim olan idari tasarrufların hüküm ifade edebilmesinin; pay ve paydaş çoğunluğu ile gerçekleştirilmiş olması koşuluna bağlı olacağı, müşterek mülkün kiraya verilmesi önemli idari tasarruflardan olduğu, pay ve paydaş çoğunluğuna dayanmayan kira sözleşmelerine geçerlilik tanımak olanağının bulunmayacağı, kira sözleşmesinde yer almayan paydaş ya da paydaşların Borçlar Kanununun 248. maddesinde yazılı olan ve kiranın esaslı unsurunu teşkil eden bedelden paylarına düşen miktarı sonradan aldıklarının anlaşılması durumunda anılan kanunun 38. maddesi uyarınca sözleşmeye icazetin gerçekleşebileceği-
Paylı mülkiyete tabi bir taşınmazın kiralanması için, pay ve paydaş çoğunluğunun bulunması gerekli olduğundan tapuda paydaşlardan birinin davalı ile yaptığı kira sözleşmesinin davacıyı bağlamayacağı, hal böyle olunca, davalıların taşınmazda fuzuli işgalci oldukları kabul edilerek 21.6.1944 tarih 13/24 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince mutlak olarak elatmalarının önlenmesi ve davacının payı oranında hesap edilecek ecrimisile karar verilmesi gerekeceği-
Paylı mülkiyete tabi bir taşınmazda, kira sözleşmesinin pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmadan yapılamayacağı, ancak, yapılmış olan böyle bir sözleşmeye diğer paydaşlar tarafından karşı çıkılmamış olması halinde, yapılmış olan sözleşmenin geçerlilik kazanacağı – Kiralananda daha sonra pay edinilmesinin, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesine etkili olmayacağı- paydaşlardan birinin kendi hissesi oranında kiracıdan kira parasını isteyebileceği-
Paylı mülkiyet üzere olan taşınmazda geçerli bir kira sözleşmesinin varlığının kabul edilebilmesi için Türk Medeni Kanununun 691. maddesi hükmü uyarınca pay ve paydaş çoğunluğunca gerçekleştirilmesinin zorunlu olduğu-
Davacı paydaş diğer paydaşın kendi muvazajakatı olmadan taşınmazı kira­ya vermesi sebebiyle paydaş ve kiracı aley­hine açmış olduğu (elatmanm önlenmesi ve ecrimisile hükmedümesi davasının) devamı sırasında kiracı daireyi boşalttığından ve da­vacı da davasının bu bölümünden feragat et­tiğinden (bu konuda karar verilmesine yer ol­madığına) karar verilmesi; ancak belirlene­cek ecrimislin davacının mülkiyetten kaynak­lanan payı oranında hüküm altına alınmasının gerekeceği-
Paylı mülki­yet üzerinde olan bir taşınmazda geçerli bir kira sözleşmesinin varlığı­nın kabul edilebilmesi için pay ve paydaş çoğunluğunca gerçekleşti­rilmesi zorunludur. Sözleşmenin tarafı olmayan \ dava dışı paydaşın yapmış olduğu kira aktine icazet vermeyen kişi sözleşme ile bağlı değildir. Bu durumda, haksiz işgal tazminatı niteliğinde bulunan ecrimisilden kiralayanın sorumlu olacağı-
Taşınmazın kiraya verilmesinin önemli yönetim işleri arasında olduğu, bu nedenle bu iş için pay ve paydaş çoğunluğu ile karar verilmesinin gerektiği, olağan yönetim sınırlarını aşan yapı işlerinde de yine aynı çoğunluğun aranacağı, pay ve paydaş çoğunluğuna dayanmayan kira sözleşmelerine geçerlilik tanınmayacağı-