Kiracılık iilişkisinin kabul edildiği ve TMK. 691 uyarınca pay ve paydaş çoğunluğu sağlandığı görüldüğünden, ecirimisil istemli davanın reddinin isabetli olduğu-
Davalı kiracılık savunmasına dayanmış olup, 20.09.2010 tarihli kira sözleşmesinde, kiraya verenin paydaşlardan ... eşi ... olduğu, kiraya verenin diğer paydaşlardan onay almadığı, ...’in payı gözetildiğinde paydaş çoğunluğunun bulunmadığı, Türk Medeni Kanunu 691.maddesi uyarınca sözleşmenin davacılar için bağlayıcı olmadığı, üçüncü kişi olan davalının kullanımının haklı ve geçerli nedene dayanmadığı gözetilerek, dava konusu edilen 20.12.2005 tarihi ile dava tarihine kadar ki dönemler arasında ecrimisile hükmedilmesi gerekeceği-
Davalı şirketin çekişme konusu taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı ve pay ve paydaş çoğunluğunu sağlamayan, başka bir ifadeyle, geçerli bir kira sözleşmesi olmaksızın taşınmazı kullandığı dosya kapsamı ile sabit olduğundan, davalı şirketin taşınmazda fuzuli şagil olduğunun kabulü ile ecrimisilden sorumlu tutulması gerekeceği- Mahkemece ecrimisile karar verilen her bir dönem için dönem sonlarından itibaren ayrı ayrı yasal faize hükmedilmesi gerekirken bütün dönemler için ilk işgal tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin de doğru olmadığı- Dosyadaki taraf beyanları ile tüm deliller değerlendirilmek ve gerektiğinde yeniden keşif yapılmak suretiyle dava konusu taşınmaza yapılan müdahalenin dava açılmadan önce mi yoksa sonra mı sonlandırıldığının belirlenmesi, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi ve yargılama giderlerinin de buna göre belirlenmesi, davalı şirketin de ecrimisilden sorumluluğuna karar verilen her bir dönem için dönem sonlarından itibaren ayrı ayrı yasal faize hükmedilmesi gerekeceği-
Ecrimisilin, kötüniyetli zilyedin geri vermekle yükümlü olduğu bir şeyi haksız olarak alıkoyması nedeniyle kayıt malikine ödemekle yükümlü olduğu en azı kira geliri, en çoğu ise mahrum kalınan gelir kaybı olan bir tür haksız kullanım tazminatı olduğu- Taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde talep aşılmak suretiyle, hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen -talepten tüksek- değer üzerinden hesaplama yapılması ve farklı tarihleri de kapsar şekilde ecrimisile hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Pay ve paydaş çoğunluğu sağlanarak kira sözleşmesi düzenlenmeksizin davalı tarafından kullanılan merdivenaltı şeklinde tanımlanan kısmın ayrık tutulmak suretiyle ecrimisile hükmedilmesinin doğru olmadığı- Davalının, dosyada mevcut belge içeriğine göre taşınmazı tahliye ettiğini ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini belirttiği, ancak, sözü edilen belge davalı ve davacı paydaş ...... arasında düzenlendiğinden, belgeyi imzalayan paydaşın diğer paydaşları da temsilen imzalayıp imzalamadığı, belgenin diğer paydaşlar yönünden bağlayıcı olup olmadığı hususları değerlendirilerek yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekeceği- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 267. maddesi uyarınca bilirkişi sayısının bir veya birden fazla kişiden oluşması gerektiği gözetilmeden iki kişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilmek suretiyle karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Çekişmeli taşınmazda kayden paydaş olan davalı ... ve davalı ... ile diğer davalı ...'nın arasında yapılan kira sözleşmesinin pay ve paydaş çoğunluğu sağlanarak kurulmuş olması sebebi ile davacı paydaş bakımından da hüküm ifade edececeği, bu durumda geçerli bir kira sözleşmesi bulunduğuna göre artık haksız kullanımdan söz edilerek ecrimisile hükmedilemeyeceğinden, taşınmazın paydaşı olan davacının ecrimisil değil, kira bedelinden payına isabet eden tutarı isteyebileceği gözetilerek ecrimisil isteği ile açılan eldeki davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
E.tmanın önlenmesine ve ecrimisile ilişkin davada, davalının, feri müdahil paydaşla yaptığı kira sözleşmesinin pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmadan kurulduğundan davacı bakımından hüküm ifade etmeyip davacının payına isabet eden oranda ecrimisil belirlenerek bu miktarın hüküm altına alınması gerekirken
İtirazın iptali isteğine ilişkin açılan davada, paydaşlardan birinin yaptığı kira sözleşmesinin diğer paydaşlar için bağlayıcı olmayacağı, paylı mülkiyet üzere olan bir taşınmazda geçerli bir kira akdinin bulunduğunun kabulü için, TMK. mad. 691 ve 6.5.1955 tarih 12/18 sayılı İBK. uyarınca; sözleşmenin pay ve paydaş çoğunluğunca gerçekleştirilmesi gerekeceği- Bilirkişilerce ecrimisil belirlenmesine ilişkin yöntemin usulüne uygun olarak yapılmadığı- Gerekli ilke ve usul çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi istemine ilişkin açılan davada, davalının kiracılık savunmasında bulunduğu, paydaşların taşınmazın davalıya kiraya verilmesine muvafakat ettikleri bilinerek davalı vekilinde vekaleti bulunan paydaşlarla birlikte, taşınmazın kiraya verilmesine ilişkin pay ve paydaş çoğunluğu sağlandığından davanın reddi gerektiği-
Paydaşlar arasında ecrimisil isteklerine ilişkin davada, TMK. mad. 691/1 gereği paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda pay ve paydaş çoğunluğu sağlanarak yapılan kira sözleşmeleri geçerli olduğundan davacının ecrimisil değil kira bedelinden payına isabet eden tutarı isteyebileceği-