Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının, usulü kazanılmış hakkın istisnasını teşkil edecekleri, bu nedenle de Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının, kanun yoluna başvurma, kanun yoluna başvuranların durumu ağırlaştıramaz şeklinde özetlenen kuralın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil edecekleri, bu ilkeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni durum dikkate alınarak davanın incelenip karara bağlanmasının gerekeceği-
Senede bağlı bir sözleşmeye karşı muvazaa iddiasının HUMK’un 288 ve 290. maddelerinde belirtildiği şekilde ancak yazılı delille kanıtlanabileceği sözleşmenin aynı kanunun 293. maddesinde sözü edilen yakın akrabalar arasında yapılmış olunması halinde dahi muvazaanın yazılı delile ispatı gerekeceği,böyle bir sözleşmenin resmi şekilde yapılmış olması halinde de adi yazılı delilin yeterli olacağı–
MK’nun 722. maddesinde, yapıyı yapanın iyiniyetinden bir unsur olarak söz edilmemiş olduğu, maddede aranılan hususun «arsa malikinin arazisi üzerine yapılan yapıya rıza ya da muvafakatının olup olmadığı» olduğu, eğer arsa sahibinin açık ya da örtülü rıza ya da muvafakatı varsa, yapılan yapının yaptırılması ve gerekçelerin sökülmesinin istenemeyeceği–
Davacının sonradan ıslah yolu ile manevi tazminat miktarını artırmasının manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği kuralına aykırı olduğu-
Mahkemelerin bütün kararlarının gerekçeli olması gerekeceği ve kişilik haklarına saldırının olup olmadığı hakkında hüküm verilirken; dayanılan nedenlerin, bu nedenlerin hukuka uygunluğunun ve hükmedilen tazminat miktarının yerindeliğinin açıkça ortaya konulması gerekeceği–
İlk defa yapılmış bir sözleşme değil, ayakta ve var olan, yenilenmesi belli sürede başvuruya bağlanmış olan bir sözleşmenin yine belirlenen sürede yapılan başvuru ile yenilenmesi söz konusu olduğundan uyuşmazlığın tümüyle özel hukuk kuralları çerçevesinde ve adli yargı mercilerinde çözümünün gerekeceği-
Ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine dayalı davalarda -ayırdetme gücünün nispi bir kavram olması, kişiye, eylem ve işleme göre değişmesi nedeniyle- bu yönde özellikle adli tıp kurumundan rapor alınmadan karar verilemeyeceği, butlanla illetli işlemin icazetle geçerli hale getirilemeyeceği–
HUMK.nun 74. maddesine göre hakim, tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olup talepten fazlaya veya istekten başka bir şeye karar veremez; ancak, inceleme sonucu ortaya çıkan duruma göre talepten daha azına karar vermesinin mümkün olduğu-
Direnme kararında farklı bir gerekçeye dayanıldığından ortada varlığından söz edilebilecek bir direnme mevcut olmayıp, yeni bir hüküm kurulduğunun kabulünün gerekeceği-
Taraf, dava ilişkisinde karşılıklı olarak yer alan kişiler olup; bu davanın davalıları, Beşiri Sulh Hukuk Mahkemesinin dosyasında davacı sıfatıyla yer almış, önceki davanın davalısı ise bu dosyada taraf sıfatını kazanmamış ve bu davanın davacısı DSİ. de, 1.davada taraf sıfatını kazanmadığından açıklanan bu hususlar nedeniyle, olayda kesin hükümden söz etme olanağı bulunmadığı-