Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388. maddesinde belirtildiği, buna göre; hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekeceği-
Bir davanın, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunanların tümü hakkında açılmadığı durumlarda, dava dışında kalan diğer zorunlu dava arkadaşlarının davaya dahil edilmesinin usul hukuku bakımından, zorunlu olduğu-
Kural olarak bir sözleşmenin taraflarının muvazaa iddialarını -«senede karşı senetle ispat kuralı» uyarınca (HUMK )- tanıkla ispat edemeyecekleri, ancak HUMK’un 292. maddesinde belirtilen kurallara uygun yazılı delil başlangıcı bulunması durumunda tanık dahil her türlü takdiri delille ispat edebilecekleri; bunun yanı sıra genel yaşam deneyimlerine ve yaşamın olağan akışına dayanan kişinin de iddiasının ispatla yükümlü bulunmadığı–
Gerek davacı vekilinin dava dilekçesinde ve yargılama aşamalarında verdiği söz konusu dilekçelerinde yer alan tutarlı, birbiriyle uyumlu ve ısrarlı açıklamaları ve gerekse, kira bedelinin indirilerek tespiti isteminin dayandırıldığı maddi olgular itibariyle, bir uyarlama (kira bedelinin günün koşullarına uyarlanması) davası olarak nitelendirilmesini gerektirecek herhangi bir nedenin bulunmaması karşısında; görülmekte olan davanın, HUMK. nun 8/II-1. maddesi anlamında bir kira tespiti davası niteliğinde olduğu; dolayısıyla davanın açıldığı Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli bulunduğu-
Banka kredi kartı borcundan kaynaklanan olumsuz tespit ve geri alma davalarına tüketici mahkemesinde bakılacağı–
Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekeceği-
Mahkemelerin gerek maddi hukuka ve gerekse usul hukukuna ilişkin hak düşürücü ara kararlarının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olmasının ve sonuçlarının sıfatı ne olursa olsun ilgilisine bildirilmesinin zorunlu olacağı, mahkemenin, bu gereğe uygun olmayan ve savunma hakkını kısıtlar biçimde davalı yan istemlerini reddetmekle, yerleşik ilke ve kurallara aykırı karar verdiği-
Tespit davası ile istenen hukuki korunma, eda davası ile tamamen elde edilebilecekse, o zaman, davacının ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmayacağı-
Mahkeme kararında hakimlerin ve tutanak katibinin imzalarının bulunmasının zorunlu olacağı-