HUMK.nun 83. maddesinde ıslahın; taraflardan birisinin yapmış olduğu bir usul işlemini tamamen ya da kısmen düzeltmesi olarak tanımlandığı-
Davacı vekilince bozma kararından önce mahkemeye verilen ve usulünce harçlandırılan 12.11.2002 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava konusunun (müddeabihin) arttırılmış bulunmasına, bu durumda yerel mahkemece kurulan hükmün Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 74. maddesinde açıklanan taleple bağlılık kuralına aykırı bulunmayacağı-
Dava açıldığı tarihte görevli bulunan bir mahkemenin, sonradan çıkan bir yasa ile görevsiz hale gelmesi ya da yasada öngörülen koşulların gerçekleşmiş olması nedeniyle görevinin sona ermesi üzerine verilecek görevsizlik (devir ve tevdi) kararında, yanlış mahkemeye dava açmamış olması yüzünden gidere sebebiyet vermiş bulunmayan davacıya gider yükletilmesinin olanaklı olmayacağı-
Genel kurul toplantısının iptali davasında, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Tarımsal Üretim ve Yetiştirme Genel Müdürlüğünden, genel kurulun 25.3.2004 tarihinde divan başkanlığına seçilen kişinin bu tarih itibariyle merkez birliği temsilcisi olup olmadığının sorularak sonuca göre hüküm kurulması gerekeceği-
Davacı taraf, iddiasını ispat yönünden “yemin” deliline dayandığının, anlaşılması karşısında, mahkemece davacıya, yemin teklif etme hakkının bulunduğu hatırlatılarak, yaptırılacak yemin sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmayacağı-
HUMK 326 gereğince; her iki tarafın kendi ellerindeki vesikaları mahkemeye ibraz etmek zorunda olacakları, bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da, uyuşmazlığa TTK 83/2. maddesindeki özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçların, HUMK 330. vd. maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabi olacakları, HUMK 332'nin, bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngördüğü, ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin, kesin delil niteliğinde bulunduğu-
Mahkemece «itirazın kaldırılması ve iflasa karar verilmesi» davasında, tarafların beyanları alınıp «Yargıtay’ın bozma kararına uyulmasına» karar verildikten sonra, lehine bozma kararı verilmiş olan taraf yararına «usulü kazanılmış hak» doğmuş alacağından, mahkemece daha sonra uyma yönünde verilen karardan dönülerek, önceki kararda direnilemeyeceği—
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında kendiliğinden (resen) dikkate alınması gerekeceği ve taraflar için usuli kazanılmış hakkın doğmayacağı-