Mahkeme dışı ikrarın bir kanuni delil, dahası delil olarak kabul edilemeyeceği, mahkeme dışı ikrarın bir emare olduğu, o nedenle zorunlulukla diğer delillerle pekiştirilmesinin diğer bir anlatımla güçlendirilmesinin gerekeceği, bu güçlendirmenin, hukuki muamelelerin senetle isbat edilmesi gerekeceğine ilişkin yasal kurala aykırı sonuçlara yol açmamasının gerekeceği-
TRT Kurumu’nun, Futbol Federasyonu’ndan yayın yetki belgesi almadan maç yayınlanması sonucu, neden olduğu zararın, giderimine ilişkin davanın, adli yargı yerinde çözümlenmesinin gerekeceği-
Birleştirilen (boşanma) davalarının birbirinden bağımsız olduğu, biri hakkında yapılan usul işlemlerinin, diğerine teşmil edilemeyeceği–
Yetki itirazının, ilk itirazlardan olup, "hadise" prosedürü içinde inceleneceği, buna göre yetki itirazının mahkemeye gelmeden yazılı olarak ileri sürülebileceği; davalının yetki itirazının incelendiği oturumda bulunmak zorunluluğunun olmadığı, mahkemenin davalı gelmese dahi, yetki itirazını öncelikle ve işin esasına girmeden inceleyip sonuçlandırmak ve yetki itirazının reddine karar verilmiş ise, bu kararı oturuma girmeyen davalıya tebliğ etmek zorunda olduğu-
Karar düzeltmenin olağanüstü kanun yolu olduğu, o nedenle olağanüstü ve ana kurala ayrık hükümlerin dar yorumlanmasının gerekeceği, usul hükümlerinin kıyas yoluyla da genişletilmesinin yerinde olmayacağı-
Kural olarak, hukuki uyuşmazlıkların çözüm yerinin mahkemeler olduğu, ancak, bir sözleşmenin taraflarının kamu düzenini ilgilendirmeyen ve arzularına bağlı olan konularda, uyuşmazlıklarının halli için tahkim yolunu seçebilecekleri, bu takdirde, tahkim sözleşmesinde veya şartında açıklık ve kesinlik bulunmasının, tahkimin en esaslı unsurunu oluşturacağı, aksi halde, tahkim sözleşmesi veya şartının geçersiz duruma geleceği ve uyuşmazlığa mahkemelerce bakılmasının gerekeceği, tahkim şartına ilişkin maddede, yetkili mahkeme tayininin, şartı geçersiz kılacağı-
HUMK'nun 74. maddesi (şimdi; HMK. mad. 26) gereğince tarafların sav ve savunmaları ile bağlı olduğu-
Davalıya çıkartılan yemin davetiyesinin HUMK.’nun 337. maddesindeki (şimdi; HMK. mad. 228) şartları taşıdığına ve usulüne uygun olduğuna ve duruşmaya gelmeyen davalı şirket yetkilisinin mazereti de kabul edildiğine göre, bu gerekçe ile yeniden yemin davetiyesi çıkartılması için davacıya süre verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olacağı-
Davacının iddia ettiği proje çizimi ile teknik uygulama sorumluluğu görevini yaptığını, uyuşmazlığın miktarı sebebiyle, yazılı delille kanıtlamasının gerekeceği, davadan feragatin davalının rızasına tabi olacağı-
Davada husumet yöneltirken temsilcide yanılgıya düşülmesi halinde, bu hatanın yargılama sırasında taraflarca veya re’sen mahkemece düzeltilmesinin mümkün ve gerekli olduğu-