Mahkemece, davalıya bilinen en son adresi itibariyle çıkarılan tebligatın iade edilmesi üzerine davalının adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi itibariyle Tebligat Kanunu 21/2. maddesi uyarınca tebligat çıkarılmaksızın karar verilmek suretiyle davalının savunma hakkı kısıtlandığından, mahkemece; davalıya usulüne uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliği, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği taktirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen deliller toplanıp, birlikte değerlendirerek bir sonuca ulaşılması gerekeceği-
Mahkemece ara karar ile davacının talebi açıklar dilekçe sunması için süre verildiğinin, bu ara kararın tebliği için davacı vekiline çıkartılan tebligatın daimi çalışanına tebliğ edildiğinin görüldüğü, söz konusu tebligatlarda muhatabın o yerde bulunmadığına dair bir kayıt yer almadığından, mahkemece; HMK.119/2. maddesi gereği dava dilekçesinde eksik olup bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması istenilen hususlar için davacı vekiline usulüne uygun tebligat yapılmadan, yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkeme kararının gerekçesinde davanın kısmen kabulü yönünden hükmedilen sonuca nasıl varıldığı konusunda herhangi bir açıklama yapılmadığı, diğer bir anlatımla kararın gerekçesiz bırakıldığı, iddia ve savunmaların ayrı ayrı değerlendirilmediği, bu bakımdan; yasanın aradığı anlamda gerekçeli bir hüküm mevcut olmaması ve ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar bulunmaması nedeniyle, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun görülmediği- Davacı tarafından, dava dilekçesinde 5.400 TL ürün zarar bedeli talep edilmiş ise de mahkemece 6.000 TL bedele hükmedildiği, bu haliyle talep aşılarak hüküm kurulduğu, talep aşılarak karar verilemeyeceği-
Finansal kiralama sözleşmesinin ihlalinden doğan malın iadesi talebine-
Bozma sonrası yapılan yargılamada davalı şirkete duruşma gününü bildirir tebligat çıkartılmadığı, davalının savunma hakkı kısıtlanarak yargılamaya devam olunduğu ve davalının yokluğunda nihai karar verildiği anlaşıldığından, mahkemece duruşma gününün davalıya usulüne uygun tebliği yapılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra, işin esası ile ilgili inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekirken, davalıya savunma hakkı ve duruşmalara katılma imkanı tanınmadan, 6100 sayılı HMK.nun 27. maddesine aykırı olarak, hukuki dinlenilme hakkının kullanılmasına imkan verilmeden, yazılı şekilde davanın davalı şirket yönünden kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
; kesinleşen icra takibi nedeniyle kiralananın tahliyesi istemi-
Dosyanın yapılan incelemesinde; mahkemece ön inceleme duruşmasında verilen ara karar gereği davalıya meşruhatlı tebligat çıkarılıp çıkarılmadığının anlaşılamadığı, dosya arasında iş bu tebligat parçasına rastlanılamadığı, o halde mahkemece; davalıya verilen kesin süreye ilişkin meşruhatlı tebligat çıkarılıp çıkarılmadığının araştırılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalıya dava dilekçesinin ve kusur bilirkişi raporunun usule uygun şekilde tebliğ edilmesi ve cevap süresi beklenerek davalının cevap ve savunma hakkını kullanması sağlanmak suretiyle savunma ve delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
'Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılacağı- Mahkeme kararlarında her iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonucu ve hukuki sebeplerin açıkça gösterilmesinin zorunlu olduğu- İhtiyati tedbir talebinin reddine karar verilirken, gerekçelerin karar yerinde tartışılmaması ve hangi hukuki sebeple karar verildiği gösterilmeden gerekçesiz olarak ret kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilerek davadan haberdar edilmeden ve ön inceleme için duruşma açılarak taraflar duruşmaya usulüne uygun davet edilmek suretiyle savunma hakkı kullandırılmadan, dosya üzerinden karar verilmesinin doğru olmadığı, o halde mahkemece; öncelikle davalıya dava dilekçesi tebliğ edilerek, karşılıklı dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra, ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra gerekli görülmesi halinde tahkikat duruşmasına geçilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, tüm bu hususlar göz ardı edilmek suretiyle tarafların hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-