Mahkemece, kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında uyumsuzluk olacak şekilde sonuca gidilmesi isabetsiz olup, anılan çelişkinin giderilerek hüküm tesisi için mahkeme kararının bozulması gerektiği-
Kesinleşen icra takibi nedeniyle kiralananın tahliyesi istemi-
Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen, bozma doğrultusunda inceleme yapılmamış ve gerekçe oluşturulmadan bozmadan önceki aynı gerekçeyle hüküm kurulduğu, bu nedenle, bozma ilamının gereğinin yerine getirilerek, yerel mahkemeden dava dosyası ve ekindeki iki klasör halindeki davalı işyeri kayıtlarının getirtilmesi, ayrıca sigorta şirketi tarafından davacı ve dava dışı kişiye karşı rücu davası açılmış ve Dairemiz incelemesinden geçen dosyada genel mahkemelerin görevli olduğu belirtilerek bozma kararı verilmiş olup, bu dava dosyasının da getirtilerek, tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve gerekçe oluşturularak, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talepleri hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Tanıkların usulüne uygun olarak çağrılıp dinlenilmemesi, toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, verilen hüküm tesisinin hukuki dinlenilme hakkının (HMK. mad. 27) ihlali niteliğinde olduğu-
Yerel mahkeme kararının, Anayasa ve Yasa'nın aradığı anlamda herhangi bir gerekçe içermediği anlaşılmakla, gerekçesiz karar yazılmasının adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğu-
Gerekçenin, ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olmasının aranması gerekeceği, gerekçenin bu niteliği, yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliğinin de tartışma götürmez bir gerçek olduğu, anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesinin yasa ile hakime yükletilmiş bir ödev olduğu, aksine düşünce ve uygulamanın, gerek yargı erki ile hakimin, gerek mahkeme kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile bağdaşmayacağı-
8. HD. 28.06.2018 T. E: 10195, K: 14617-
Mahkemece delillerin ne olduğunun belirtilmediği, delillerin tartışılmadığı, davacının iş akdini feshinin neden haklı olduğunun gerekçelendirilmediği, mahkeme kararının gerekçesiz olup, kararın salt bu nedenle bozulması gerektiği, bu itibarla mahkemenin kararı gerekçeden yoksun olup, mahkemece T.C. Anayasası'nın 138 ve 141 ve HMK. nun 297. maddesine aykırı şekilde gerekçesiz karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davalı-karşı davacı erkeğin müşterek çocuğunda tanık olarak dinlenilmesini talep etmesine rağmen mahkemenin, dinlenilecek tanık sayısını beşer kişi sınırlı tutması ve tüm tanıkların dinlendiğini ifade ederek, müşterek çocuğun tanık olarak dinlenilmesini reddetmesinin adli yargılama ilkesini başlı başına ihlal ettiği-
Davalı erkek süresinde sunduğu cevap dilekçesinde delil olarak telefon görüşme kayıtlarına dayanmış olduğundan, mahkemece davalı erkeğin dayandığı telefon görüşme kayıtları getirtilerek değerlendirilip bir sonuca varılması gerektiği-