17. HD. 04.12.2018 T. E: 2016/1676, K: 11683-
İtirazın iptali davasında, HMK'nun 184/2. maddesi uyarınca tahkikatın bittiği taraflara tefhim edilmediği gibi 186/1. maddesi uyarınca sözlü yargılama ve hüküm için ayrı bir gün tayin edilip taraflar davet edilmemiş olduğundan hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği-
Tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerektiği, davalı adına çıkartılan isticvap davetiyesinin Tebligat Kanunun 21/2 maddesine göre yapıldığına dair tebligata şerh verillmişse de, tebligat parçası incelendiğinde, komşunun ad ve soyadının söz konu tebligat parçasında yer almadığı anlaşıldığından, isticvap davetiyesinin usulsüz olduğu- 01.04.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde, TBK. mad. 344/1 ve 2 gereğince bu sözleşmede belirlenen aylık 265 TL’lik kira bedelinin yıllık ÜFE oranında arttırılması gerektiğinin de gözetilmesi gerektiği- Mahkemece, davalıya çıkartılan isticvap davetiyesinin usulsüz olduğu görüldüğünen, davalı tarafa usulüne uygun isticvap davetiyesinin sağlanması, taraflar arasındaki kira ilişkisi çerçevesinde gerekli beyanlarının alınması, kira sözleşmesinde belirlenen aylık 265 TL’lik kira bedelinin de 12 aylık ortalama ÜFE oranında artırılması gerektiği de gözetilmek suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi gerektiği-
Davalının tanık deliline dayandığı ve cevap dilekçesinde de tanıklarının isimlerini bildirerek ilk duruşmada tanıklarının dinlenilmesini talep ettiği, davalının bildirmiş olduğu tanıklarının mahkemece usulüne uygun şekilde dinlenilmemesinin “açıklama ve ispat hakkı” bağlamında hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu, açıklanan maddi ve hukuki olgular ışığında, mahkemece taraflarca bildirilen tanıklar usulüne uygun şekilde dinlenildikten ve yine taraflarca kanuni süresinde bildirilen diğer deliller toplanıldıktan sonra işin esasının incelenmesinin gerektiği-
Davacının tanık deliline dayanarak ön inceleme duruşmasında da tanıklarını bildirmek üzere süre istemesine karşın, mahkemece uyuşmazlık konusunun belirlenmesinden önce tensip zaptı ile tanıkların bildirilmesinin istenemeyeceği gözardı edilerek ve bu hususta kesin süre verilip, tensip zaptının davacıya tebliğ edildiği gerekçesiyle tanıklar dinlenmeden esas hakkında karar verilmiş olduğu, davacı yana tanıklarını bildirmesi için süre verilerek toplanan ve toplanacak deliller değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerektiği-
Mahkemece gerekçe ile hüküm arasında çelişki 6100 sayılı HMK’nun 304. maddesi gereğince tashih şerhi verilerek giderilemeyecekken,yasa maddesine aykırı şekilde hükme tashih şerhi verilerek hükmün sonuna ‘’ilişkin talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına’’ ifadeleri eklenerek giderilmeye çalışılmış olmakla, bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğu-
Olayda bilirkişi ek raporu HMK mad. 280 uyarınca taraflara tebliğ edilmediği gibi, davalı vekilince ek rapora karşı beyanda bulunmak üzere süre talep edildiği halde, HMK mad. 281'e aykırı olarak talebin reddine karar verildiği, ek raporu usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek iki haftalık beyan süresinin dolması beklenip, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Mazeret kabul edilmiş ise yeni duruşma gününün mazereti kabul edilen tarafa tebliğ suretiyle bildirilmesi gerekeceği, dolayısıyla mazeret bildiren davacı vekiline yeni duruşma gününün tebliğ edilmemesinin hatalı olduğu, bu şekilde davacının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği anlaşıldığından hükmün sair yönleri incelenmeksizin bozulması gerektiği-
Hukuki dinlenilme hakkının açıklama ve ispat hakkını da içerdiği- Mahkemece her iki taraftan da üçer tanık dinleneceği belirtilerek tanık sayısına sınırlama getirilmiş ve bu nedenle davacı taraf dinlenen tanıklarının birinden vazgeçmiş, davalı tarafın bildirdiği tanıkların da bir kısmı dinlenmemiş olup mirasbırakanın dava konusu taşınmazlar dışında başkaca mal varlığı bulunup bulunmadığı üzerinde de durulmamış olduğu, taraflardan da bilgi alınmak suretiyle mirasbırakanın başkaca mal varlığı bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa kayıtlarının dosyaya getirtilmesi; öte yandan, davalı tarafça bildirilen tüm tanıkların dinlenmeleri yönünde HMK'nın 243. maddesi uyarınca işlem yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bir kısım davalı tanıkları dinlenilmeksizin savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Gerek bilirkişi raporları gerekse ıslah dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliği sağlanmadan işin esası hakkında karar verilmesinin yerinde olmadığı, mahkemece, bilirkişi raporları ile ıslah dilekçesinin davalıya usulünce tebliği sağlanarak, davalı tarafa rapora ve ıslah dilekçesine karşı beyan ve itiraz hakkını kullanma imkanı tanınması gerekirken, bu yön gözetilmeksizin karar verilmesinin hatalı olduğu, davalının hukuki dinlenilme hakkı ile savunma hakkı kısıtlanarak karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-