Mahkemece yapılacak işin; taraflarca sunulan tüm delilleri birlikte değerlendirmek, sonucuna göre kabul sebebini içeren, tarafları doyurucu, hukuki denetimi mümkün ve özellikle Anayasa'nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK'nin 297. (Mülga HUMK'un 381, 388 ve 389.) ve 27.maddeleri de gözetilerek gerekçelerini açıkça kaleme aldığı anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte bir hüküm kurmak olması gerekeceği-
Tarafların iddia ve savunmaları ile dosya kapsamında bulunan delillerin değerlendirilmediği, tartışılmadığı ve tarafların hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek şekilde karar verildiği anlaşıldığı- Hafta tatili alacağı yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanıklarının husumetli olduğu ayrıca teknik şartnamede hafta tatili ile ilgili düzenleme bulunmadığı, üçlü vardiya esasına göre çalışan davacının işin niteliği itibariyle vardiya değişiminde mutlaka hafta tatili kullanmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, mahkemece aksi kanaat oluşması halinde tanık beyanları doğrultusunda davacının ayda iki haftada bir hafta tatilinde çalıştığı benimsenerek hesaplama yapıldığının anlaşıldığı, mahkemece dosya kapsamında alınan bu bilirkişi raporunun iş hukuku ilkelerine uygun, ayrıntılı, gerekçeli ve denetlemeye elverişli olduğu, bu bakımdan hükme esas alınabileceği ifade edildikten sonra, davacının hafta tatili alacağı talebinin hangi gerekçe ile kabul edildiğinin kararda belirtilmemesinin bozmayı gerektirdiği-
Dava dilekçesinin HMK mad. 122 uyarınca davalı şirkete tebliğ edilmediği, bu sebeple davalı şirkete usulüne uygun şekilde dava dilekçesi tebliğ edilip davalı vekilinin cevap ve delillerini bildirilmesi için yasal sürenin beklenmesi ve sonucuna göre tüm deliller toplanıp karar verilmesi gerektiği-
Dosyadaki belgeler ve bilirkişi raporları özetlendikten sonra hiçbir gerekçe gösterilmeden davanın kabulüne karar verilmiş olması, kabul hükmünün hangi maddi ve hukuki gerekçe ve nedenlere dayandığının belirtilmemiş olması halinde hükmün bu nedenle bozulması gerektiği-
Mahkemenin gerekçeli kararında, "tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere" ibaresinin bulunduğu, davalının yanıltıldığı, dolayısıyla davalının istinaf yoluna başvuru hakkını zamanında kullanamadığı, bu itibarla istinaf süresinin dolmadığı ve esastan incelenmesi gerektiği- Mahkemelerin kanun yolunu ve süresini taraflara doğru gösterme yükümlülüğü altında olduğu-
Dava dilekçesinin tebliği ile davalı savunma hakkını kullanma olanağını kazanacağı ve cevap süresinin işlemeye başlayacağı- Esasa ve usule ilişkin savunma ve delillerini, dava dilekçesinin içeriğine göre ileri sürebilmesi için dava dilekçesinin tebliğinin zorunlu olduğu-
Uyuşmazlık hakem heyeti kararına esas alınan bilirkişi raporu davalıya tebliğ edilmediğinden, hukuki dinlenilme ve savunma hakkı kısıtlanarak davalı aleyhine hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Konkordato komiserinin emirlerine uyulmaması nedeniyle İİK. mad. 292/c gereğince iflas kararı verildiğinden, borçlunun dinlenmesi gerektiği, davacı vekiline bu hak tanınmadan karar verilmesinin savunma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali olacağı-