Davalı şirketin en son merkez ticaret sicil adresi tespit edilerek dava dilekçesinin tebliğ edilmesi gerektiği, davalı şirketler arasında eski-yeni unvan ilişkisi olup olmadığının araştırılması gerektiği, şirketler ayrı tüzel kişiliğe sahip ise aralarında organik bağ bulunup bulunmadığının tespiti , organik bağ var ise taraf olmayan şirketi davaya dahil edilmesi gerektiği- Davalı şirketin en son merkez ticaret sicil adresi tespit edilip dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmadan ve savunma hakkı tanınarak ibrazı halinde delillerinin toplanması yoluna gidilmeden davanın esasına girilmemesi gerektiği aksi halde savunma hakkının ihlali sayılacağı-
Usul ekonomisi gereği, mahkemece dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddedilebileceği-
Hükme esas alınan davacının maluliyet durumunu tespit eden Ankara Üniversitesi Adli Tıp Ana bilim dalından alınan bilirkişi raporu kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan tüzük hükümlerine göre düzenlendiği gibi, aynı zamanda davalı sigorta şirketi vekiline tebliğ edilmemiş olduğunun anlaşıldığı, davalı sigorta şirketi vekiline bilirkişi raporunun usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek iki haftalık beyan süresinin dolması beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı tarafın savunma hakkını kısıtlayacak şekilde, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
........... tarihli celsede davalı vekili telgraf parası ekli mazeret dilekçesi gönderdiği ve mazereti kabul edildiği halde, aynı celse verilen keşif gün ve saatinin davalıya tebliğ edilmediği ve davalı tarafın yokluğunda yapılan keşfe dayanılarak davanın kabulüne karar verildiği, mahkemece, davalı taraf keşif gününden haberdar edilmemek suretiyle silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiği; davalı tarafın, savunma ve iddialarını kanıtlama imkanından yoksun bırakıldığı, bu şartlar altında yapılan yargılamanın adil olduğundan söz edilemeyeceği-
İcra edilebilirlik şerhine ilişkin talep dilekçesinin karşı tarafa tebliği gerektiği, aksi halde hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmiş olacağı-
Savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası’nın 36. maddesi ile 6100 sayılı HMK'nin 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe karar verilmesi mümkün bulunmadığından; mahkemece, duruşma açılmak suretiyle inceleme yapılıp karar verilmesi gerekeceği-
Davacının ıslah dilekçesi davalı vekiline tebliğ edilmediği anlaşıldığından, bu durum hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup davalı tarafa ıslah dilekçesinin tebliği, beyanda bulunması için süre verilmesi ve sunulan beyanlar değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Dosyaya davacının yıllık izin kullandığına ilişkin yıllık izin formları ibraz edilmiş olup bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görüldüğünden, hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde mahkemece, davacı asil çağrılarak yıllık izin istek defteri de gösterilmek suretiyle yıllık izinlerle ilgili beyanının alınmasından sonra sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre değerlendirme yaparak karar vermesi gerektiği- Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz ise de davacı tanıklarının birbiriyle çeliştiği, davalı tanıklarının ücrete ilişkin beyanlarının da bulunmadığı anlaşılmakla emsal ücret araştırması yapılmak suretiyle davacının ücretinin tespiti gerektiği- Asgari geçim indirimi yönünden dosyaya imzasız ücret bordroları sunulmuş olup; söz konusu bordrolarda asgari geçim indirimine ilişkin tahakkukların yer aldığı görüldüğünden, banka kayıtları da celbedilerek davacıya asgari geçim indirimi ödenip ödenmediği yönünde tespit yapılarak varsa alacağın hüküm altına alınması gerektiği-
Davacının ıslah dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edildiği, yine aynı tarihli dilekçe ile davalı vekilinin duruşmaya katılamayacağına dair mazeret dilekçesi sunduğu anlaşıldığı, davalının ıslah dilekçesine karşı iki haftalık itiraz süresi de dolmadan mazeretli olduğu celsede mazeret talebinin reddine karar verilerek tahkikat yokluğunda sonuçlandırılarak hüküm kuruduğundan, bu durum hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup davalı tarafa ıslah dilekçesinin tebliği üzerine beyanda bulunması için süre verilmesi ve sunulan beyanlar değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü, hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunduğu göz önüne alınarak, davacının 6 yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığı hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacı asilden, yıllık izinlerini kaç gün kullanıp kaç gün kullanmadığı sorularak netleştirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Tebligatların dosyaya vekaletname sunan vekile yapılması gerektiğinden, bu husus gözardı edilerek bilirkişi raporu, ıslah dilekçesi ve sair belgelerin vekil yerine asile tebliğ edilmesinin hatalı olduğu, yargılama aşamasında yapılan usulsüz tebligatlar nedeniyle davalının savunma hakkı kısıtlandığı-
Nüfus kütüğündeki anne kaydının düzeltilmesi istemi ilişkin olup, Türk Medeni Kanununun 282. maddesine göre çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulacağından çocuğu doğuran kadının anne olduğunun tespiti için açılan dava, soybağı davası değil, doğuran kadının tespitine-