Basında yazılan yazı, kurumun manevi kişiliğini doğrudan hedef almıyorsa kurum lehine manevi tazminata karar verilemeyeceği-
Nüfus kaydının iptali" davasındaki şahısların doğum belgeleri getirtilip nüfusa tescil tarihleri sorularak ve sağlık kurumu dışında doğdukları anlaşılması halinde de doğum belgesini düzenleyenler sağ iseler dinlenerek delillerin hep birlikte değerlendirilmesi gerekirken eksik tahkikatla hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Tanıklardan biri, tarafların tartıştıkları, ancak davalının davacıyı hırsızlıkla suçladığı konusunda bilgi ve görgüsünün bulunmadığı yönünde beyanda bulunmuştur ve diğer tanık ise, davalının davacıyı hırsızlıkla suçladığı yolunda açıklama yapmış olup tanık ifadeleri çelişkili olduğundan tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeden ve tarafların birbirleri aleyhindeki şikayetler nedeniyle açılan ceza davalarının sonucu beklenmeden eksik araştırma ile hüküm kurulmasının hatalı olacağı-
Davacının toplum içinde sıradan bir kişi olmayıp, siyasi bir lider olması, toplumun devamlı dikkatini çeken konumda bulunması nedeniyle bu gibi kişilerin gerektiğinde geçmiş yaşamlarına ilişkin her türlü olayların gündeme getirilmesinde hukuka aykırılık olmadığı-
Davacı belediye başkanının şahsi çıkarlarını gözettiği belediyeyi tüccar mantığıyla yönettiği, yasal yetkilerini çıkarı doğrultusunda kullandığı, yolsuzluk ve usulsüzlük yaptığı yazılı olup; ancak bu hususların doğruluğu davalılarca kanıtlanamadığına göre anılan sözlerin davacının kişilik hakkına saldırı teşkil ettiği-
Davalıların davacıyı savunma amacıyla alkollü araç kullanmakla itham ettikleri sabit olmakla beraber, bu beyanların kişilik haklarına saldırı teşkil etmeyeceği-
Bu bağlamda bir kimsenin nüfusta yazılı adının değiştirilebilmesi için de; haklı nedenlerin varlığının kanıtlanması yanında ayrıca bu adın milli kültürümüze, ahlak kurallarına, geleneklerimize uygun düşmesi, kamuoyunu incitici nitelikte olmamasının da gerekeceği-
Dava, kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkin olup; mahkemenin olayda matufiyet bulunmadığı nedenine dayanarak davayı reddetmesinin usul ve yasaya uygun olduğu-
Davacı, kat malikleri toplantısı sonrasında çıkan tartışma üzerine davalının kendisine “hayvan herif” diye nitelemede bulunduğunu iddia etmiş olduğundan bu sözlerin davalı tarafından kullanılıp kullanılmadığının kanıtlanmasının ancak tanıkların beyanları ile açıklığa kavuşacağı-
Davacılar hakkında yapılan disiplin soruşturması sonunda, uluslararası bir sempozyumda davacıların sunduğu bildirinin başka bir ülkenin bilim adamlarının makalesinden aynen alındığı halde, kaynağının gösterilmediği, böylece kendileri tarafından hazırlanan bilgilerle dayanmadığı anlaşılmış olup; yerleşmiş yayın kurallarına ve hukuksal düzenlemelere göre, başkasının yayınından yapılan alıntıların kaynağının belirtilmesi, yayın ilkelerinin bir gereği olduğundan ve davacıların bu gereğe uymadıkları açık olduğundan sabit olan bu olgu karşısında gazete başlığında bilim hırsızlığı tanımlaması yapılmasında saldırı olmadığı-