Tahliye ihtarlı ödeme emri borçluya 03.12.2012 tarihinde tebliğ edilmiş olup davanın 12.09.2013 tarihinde açıldığı; bu durumda mahkemece davanın açılma tarihi dikkate alınarak itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilip edilmediği araştırılmak suretiyle davanın süresinde açılıp açılmadığı üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davalı borçluların takibe yasal süresi içinde itiraz etmesi üzerine açılan işbu davada ise mahkeme, davalı kefil yönünden davanın reddine, diğer davalı yönünden ise davanın kısmen kabulü ile itirazın kaldırılmasına, takibin bu miktar üzerinden devamına karar vermiş ise de, alacağın ret edilen kısmı üzerinden yargılamada kendisini vekille temsil ettiren davalı kefil ve davalı kiracı borçlu yararına vekalet ücreti takdir edilmemesinin isabetsiz olduğu-
Kira bedellerinin ödendiği banka hesap özeti dosya arasına alınmış olmakla incelenmesinden, takip ile istenilen 2014 yılı Ekim ayı kira bedelinin 12.02.2015 tarihinde “New Home Ekim 2014 kira bedeli” açıklaması ile ödendiği; 12.02.2015 tarihinde yapılan ödemenin 2014 yılı Ekim ayı kirasına mahsup edildiği kabul edilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu ödemenin 2015 yılı Şubat ayı kirasına mahsup edildiğinden bahisle yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de, sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesinin değiştirilerek HMK. geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK 438. maddesi gereğince değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği-
Kesinleşen icra takibi sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada; davacı alacaklı kiralanan G.M. olan 15.09.2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesine dayanarak 08.01.2015 tarihinde başlattığı icra takibinden gönderilen ödeme emrini davalı borçluya 09.01.2015 tarihinde tebliğ ettiği; ödeme emrine süresinde itiraz edilmeyerek takibin kesinleştiği; dosyaya getirtilen tapu kaydına göre davacı 13.09.1989 tarihinden bu yana kiralananın maliki olup kira sözleşmesinde kira bedellerinin mal sahibine ödeneceğini kararlaştırdığı; davalı borçlu aleyhine başlatılan icra takibi kesinleştiği gibi yargılamanın hiç bir aşamasında davacının malik olmadığını bilmediğine ilişkin bir beyanı olmadığından davacının takip ve dava ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekeceği; ne var ki temyiz eden davacı vekilinin temyiz dilekçesinde, kiralananın tahliye edildiğine ilişkin tahliye ve teslim tutanağını ekleyerek davanın konusuz kaldığını ileri sürdüğüne göre bu hususlar üzerinde durularak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemlerine ilişkin davada; davalı temyiz dilekçesinde, davacının kendisine kalan kira borcuna dair mesaj gönderdiğini, bunun üzerine kendisinin de 03.07.2014 tarihinde davacının hesabına 3.170,00 TL yatırdığını ileri sürmüş ve itiraz dilekçesine hesap özeti fotokopisini eklediği; bu durumda davalının temyizinde ileri sürdüğü ve getirtilen hesap özetinde görülen 3.170,00 TL’lik ödemenin üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İtirazın kaldırılması ve temerrüt nedeniyle tahliye istemine ilişkin davada; kiralananın tahliye edilerek anahtarın davacıya teslim edildiğinin, kiracı tarafından ispat edilmesi gerektiği; kiralananın davalı tarafından tahliye edildiğinin kabul edilebilmesi için, kiralananın boşaltılarak, anahtarın kiralayana usulüne uygun olarak teslim edilmesinin zorunlu olduğu; ne var ki davalının kiralananı tahliye ettiğini İ.İ.K’nun 269/c-1.maddesindeki belgelerden biri ile kanıtlayamadığı; bu durumda ödeme de bulunmadığına göre alacak istemi hakkında itirazın kaldırılmasına karar vermek gerektiği-
Kesinleşen icra takibi sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada; evrak arasında mevcut karara esas alınan ve incelenen mahkemenin 26.03.2011 tarih, 2015/13 esas, 2015/87 karar sayılı dava dosyasında, davacı, davalının K. 2014 ay kira parasının ödenmemesi sebebiyle Karadeniz Ereğli 2. İcra Müdürlüğünün 2014/6339 takip sayılı dosyasına dayanarak, kesinleşen takip sebebiyle kiralananın tahliyesini istediği; her ne kadar işbu davanın tarafları aynı ise de, davalının kira bedellerini ödememesi sebebiyle temerrüde düştüğü ay kira paraları farklı aylara ilişkin olup, bu nedenle de iki ayrı icra takibine konu yapıldığından aynı mahiyette açılan iki ayrı davadan söz edilemeyeceğinden, mahkemece işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 15.06.2010 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli sözleşme konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı; sözleşmede aylık kira bedelinin 3.500,00 TL olarak belirlendiği; bu bedelin net ya da brüt olduğunun açıklanmadığı; her ne kadar mahkemece; kira sözleşmesinde stopaj bedellerinin davacıya ait olduğuna dair hüküm bulunmaması ve kısmi ödemeler nazara alınarak karar verilmiş ise de, kira sözleşmelerinde kararlaştırılan kira bedelinin net mi, yoksa brüt mü olduğunun anlaşılamadığı hallerde, kararlaştırılan bedelin brüt olduğunun kabulünün gerektiği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkin davada; davacı tarafından 09.01.2015 tarihinde başlatılan icra takibinde 2014 yılı Eylül ayı ile 2015 yılı Ocak ayı arası dönem 35.640 TL kira alacağının tahsilinin istendiği; ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin, dayanak sözleşme ve kira miktarına karşı çıkmaksızın, 2014 yılı Eylül ayından 6.600-TL borcu olduğunu kabul ederek, yasal sürede ödeyeceğini, bunun dışındaki istemler hakkında ise dava konusu taşınmaza ilişkin ruhsatın H.C. tarafından iptal edilmesi nedeniyle davacı tarafın sözleşmeye aykırı davrandığı ve bu nedenle başkaca kira borçları bulunmadığını belirterek takibe itiraz ettiği; borçlunun itirazında belirtmiş olduğu nedenlerin icra mahkemesinde dinlenilmesinin mümkün olmadığı; davalının itirazı borca itiraz niteliğinde olup, ileri sürülen diğer nedenlerin İİK269/c maddesinde belirtilen itiraz nedenlerinden olmadığı; bu nedenle mahkemece işin esası incelenerek karar verilmesi gerektiği-
Kesinleşen icra takibi sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada; borçluya gönderilen ihtarlı ödeme emrinin, 10.10.2014 tarihinde davalıya tebliğ edildiği; davalı borçlunun ödeme emrinde tahliye adresinin gösterilmediğine ilişkin bir şikayeti olmadığı gibi, duruşmaya katılan davalı vekilinin de, bu hususta bir itirazı olmadığı; kaldı ki dava dilekçesinde tahliye adresinin belirtildiği ve taraflar arasında başka bir kira sözleşmesinin de olmadığı; bu durumda mahkemece, işin esasının incelemesi ve neticesine göre bir karar vermesi gerektiği-