Her ne kadar yargılama sırasında davalı tarafça takip konusu kira sözleşmesinin feshedildiği iddia edilmişse de, davalı/kiracının icra takibine vaki itirazında ileri sürdüğü sebeplerle bağlı olup itirazlarını sonradan değiştiremeyeceği ve genişletemeyeceği-
Kiraya verenin aidat bedellerini isteyebilmesi için önce site yönetimine ödemesi daha sonra kiracılara rücü etmesinin gerektiği; bu nedenle 1.917.17 TL nin site yönetimine davacı tarafından ödendiği kanıtlanamadığından itirazın 2.000 TL üzerinden kaldırılması ve bu bedel üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın kaldırılmasına ilişkin davada; mahkemece kiralananın takip tarihinden önce tahliye edildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de borçlunun itiraz dilekçesinde ileri sürmediği hususların mahkemece dikkate alınamayacağı; kiralananın fiilen boşaltılması maddi bir olgu ise de; sözleşmenin hukuken sona erdiği ve feshin hukuki sonuçlarını doğurduğundan sözedebilmek için kiralananın yasal olarak tesliminin gerektiği; davalı borçlunun anahtar teslimini İ.İ.K.'nun 269/c maddesi anlamında bir belge ile kanıtlayamadığı; mahkemece işin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Kesinleşen icra takibi sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada; davalı borçlu davacının sıfatına karşı çıkmadığına, Pendik İşbankası Şube Müdürlüğünden gelen ve davacı malik adına açılan müşteri hesap ekstrelerine göre sözleşme başlangıcından bu yana davalı borçlu tarafından, kira bedellerinin ay açıklaması yapılarak ödendiğinin anlaşılmasına göre malik olan davacı alacaklının icra takibi yapıp, İcra Mahkemesinde tahliye davası açmasında bir usulsüzlük bulunmadığından, mahkemece işin esasının incelenerek sonucu göre bir karar verilmesi gerektiği-
Kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin davada; mahkemece yapılan yargılama sonucunda mevcut icra dosyası varken yeniden alacak davası açılmasının hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı kiralayanın ilamsız icra takibi yaparak alacağını bu yolla tahsil etme imkanının bulunması, alacağının tahsili için genel mahkemede dava açmasına engel teşkil etmeyeceği; öte yandan incelenen icra dosyası içeriğine göre de davacı tarafından icra takibine konu edilen alacağın itiraza uğradığı ve tahsil edilemediği; o halde yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru görülmediği-
Davalı-borçlu vekilinin hem takibe itirazında hemde yargılama sırasında, kira sözleşmesi gereğince dava konusu hastane vasıflı mecurun hastane ruhsatnamesinin davalı tarafından 2011 yılının Nisan ayında "...... Hastaneleri Sağlık Yatırım AŞ." unvanlı müstakil bir tüzel kişiliğe devredildiğini, bu nedenle davada davalının taraf sıfatı bulunmadığını belirttiği, bu durumda mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Talep edilen faiz alacağına ilişkin olarak reddedilen kısım üzerinden davalı yararına icra tazminatına kara verilemeyeceği-
Davacı alacaklının 20.03.2014 tarihinde başlatmış olduğu icra takibinde kira kontratının usule aykırı feshedilmesi üzerine 2014 yılının Mart , Nisan,Mayıs,Haziran aylarına ilişkin 118.679.68 TL kira parasının tahsilini istediği; davalı borçluların süresindeki itirazında takibin dayanağının gerçek dışı olduğunu ,kira sözleşmesinin karşılıklı anlaşma sonucu feshedildiğini ve usulüne uygun şekilde taşınmazın tahliye edildiğini , borcun bulunmadığını ileri sürdükleri; davacı, her ne kadar 2014 yılı şubat ayında sözleşmenin haksız feshedildiğini ileri sürerek takip başlatmış ise de; davacı kiraya verenin bu isteği erken fesih sebebiyle uğranılan kira kaybı niteliğinde olup uyuşmazlığın dar yetkili icra mahkemesinde çözümlenemeyeceği-
İtirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemlerine ilişkin davada; mahkemece, husumet yöneltilen davalılar, gerçek kişi ve tüzel kişi Limited Şirketin dosya içeriğine göre kiracılık sıfatlarının bulunup bulunulmadığı üzerinde durularak varılacak sonuca göre bir karar vermesi gerektiği-
Hakimin taleple bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği-