Covid-19 salgını nedeniyle mücbir sebebin gerçekleşmiş sayılıp sayılmayacağının ve takibe konu aylar (2020 Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran ayları) itibariyle kira ilişkisine etkilerinin icra hukuk mahkemesince incelenemeyeceği-Taraflar arasındaki hukuki ihtilaf yargılamayı gerektirdiği, mücbir sebebe ilişkin maddeleri değerlendirildiğinde takip konusu kira sözleşmesinin, İİK'nun 68. maddesinde yazılı mücerret borç ikrarını içeren belge niteliğinde olmadığı, icra mahkemesince itirazın kaldırılmasına ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Yasal otuz günlük ödeme süresi dolmadan açılan davada tahliye kararı verilemeyeceği-
Akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini bildirerek itiraz eden borçlunun itiraz sebeplerini ve isteğini noterlikçe re'sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile ispat etmesi gerektiği- Davalı tarafından ibraz edilen düşük kira bedelli ikinci kira sözleşmesinde ilk sözleşmenin feshedildiği ya da sona erdirildiği yönünde bir şerh bulunmadığı, ilk sözleşmenin yapılmasından sonra aylık kira parasının (21.500,00 TL den 4.166,66 TL ye) indirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalının dayandığı kira sözleşmesinin kira bedelini belirlemenin dışında başka bir nedenle düzenlendiği anlaşıldığından tarafların iradesini yansıtan takibe dayanak ilk kira sözleşmesinin dikkate alınması gerektiği-
Davalı tarafça dayanılan ödeme belgeleri üzerinde durularak ve davacının söz konusu ödemelere karşı beyanı da alındıktan sonra, yapılan ödemelerin takibe konu aylar kiralarına ilişkin olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davalı borçlunun itiraz dilekçesinde, açıkça ve ayrıca takip talebi ekinde sunulan "Kira Sözleşmesi" başlıklı belgedeki imzaya açıkça itiraz etmediği gibi taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunduğunun inkar edilmediğinin, alacaklı görünen şahsa herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek takibe ve borca itiraz ettiğinin görüldüğü, borçlunun kira ilişkisine ve kira miktarına açıkça karşı çıkmaması karşısında İİK'nun 269/2. maddesi gereğince kira ilişkisinin ve aylık kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekeceği, davalı borçlu kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini İİK’nun 269/c maddesinde belirtilen belgelerle kanıtlamak durumunda olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince; sözleşmede ve ek protokolde belirlenen sabit kira bedeli taraflar arasında kararlaştırılan şekilde hesaplanarak alacak miktarı buna göre belirlendikten sonra varsa borçlu tarafından takibe konu edilen kira bedellerine ilişkin yapılan ödemelerin mahsubu ile davacının kira alacağı ve işlemiş faiz talepleri yönünden, işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İİK. 269/c uyarınca itirazın kaldırılması ve tahliye istemiyle açılan davada, davalı "Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı karara ilişkin tebliğ kapsamında TL ile ödeme zorunluluğu söz konusuyken, EURO cinsi takip ile bakiye alacak belirlenmesinin yasal olmadığını" ileri sürmüşse de, icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde açıkça ve ayrıca talep edilen kira bedeli miktarına karşı çıkılmamış olduğundan dar yetkili icra hukuk mahkemesince ayrıca yıllık kira bedelinin tespitinin usulen mümkün olmadığı-
Kiracı borçlu tarafından yapılan anahtar teslimi ve tahliyenin kanıtlanıp kanıtlanmadığı, buradan varılacak sonuca göre mahkemece alacaklı tarafından bildirilen tarihin tahliye tarihi olarak kabul edilmesinin gerekip gerekmediği-
"Süre tutum” adı verilen dilekçe verilmesinden sonra, gerekçeli kararın tebliğine rağmen temyiz gerekçelerini içeren temyiz dilekçesi ibraz edilmemesi durumunda, sadece kanunun açık hükmüne aykırılık ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu ile sınırlı olarak temyiz incelemesinin gerçekleştirilmesi gerektiği- Alacaklı tarafından kiracı borçlu aleyhine başlatılan kira alacağının tahsili amacıyla tahliye talepli ilamsız icra takibinde "2013 yılı Nisan ayı kira bedeli" yönünden borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, buradan varılacak sonuca göre sadece Nisan ayı kira bedelinin fer’îleri yönünden itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmesinin gerekip gerekmediği-
Borçlu vekilinin uygulamada “süre tutum” adı verilen dilekçe ile gerekçeli kararın tebliğ edilmesinden sonra gerekçe içeren temyiz dilekçesi vereceğini belirtmesine karşın, gerekçeli kararın tebliğine rağmen temyiz gerekçelerini içeren temyiz dilekçesi ibraz etmediği dikkate alındığında, sadece kanunun açık hükmüne aykırılık ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu ile sınırlı olarak temyiz incelemesinin gerçekleştirilmesi gerektiği-
Borçlu vekilinin “süre tutum” dilekçesi sunması ancak gerekçeli kararın tebliğine rağmen temyiz gerekçelerini içeren temyiz dilekçesi ibraz etmemesi halinde, sadece kanunun açık hükmüne aykırılık ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu ile sınırlı olarak temyiz incelemesi yapılması gerektiği-