Taşınmazların ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler İİK’nın 269 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş ise de bu maddelerin uygulanabilmesi için öncelikle TBK kapsamında düzenlenmiş geçerli bir kira sözleşmesinin varlığının şart olduğu, somut uyuşmazlıkta, takibe dayanak sözleşmenin Türkiye Kızılay Derneği ile Gvensoy-Karsaklar-Tango-Renkyol İnşaat ve Gayrimenkul Yatırım İşletme A.Ş. arasında düzenlenen Yap-İşlet Devret sözleşmesi olduğu, sözleşmenin karma nitelikte olduğu ve Türk Borçlar Kanunu kapsamında düzenlenen geçerli bir kira sözleşmesi olmadığı anlaşıldığından,, mahkemece ortada geçerli bir kira sözleşmesi olmadığından itirazın kaldırılması ve tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi dolmadan borçlunun temerrüde düştüğünden söz edilemeyeceği-
Kiracının kira borcunu ödemede geciktiği halde, kiraya veren aynı takipte hem ödenmeyen kira bedellerini hem de borçlunun temerrüt nedeniyle tahliyesini talep edebileceği-Kira bedeli veya yan gideri ödeme borcunu ifa etmeyen kiracının temerrüdünün düzenlenmiş olduğu, kiralayan alacaklı; sadece kira borcunu değil yan gideri ödemeyen kiracının temerrüdü sebebiyle akdin feshine isteyebileceği-
Borçlunun takibe itirazında; kira sözleşmesine karşı çıkmaksızın aylık kira bedeline itiraz ettiğinin, kira sözleşmesinde ise aylık ve yıllık kira bedeli ile yıllık kira artışının ÜFE oranına göre yapılacağının taraflarca belirlendiğinin görüldüğü, İİK'nın 269/2. fıkrasına göre borçlunun itirazında kira sözleşmesindeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmez ise akdi kabul etmiş sayılacağı, kiracının icraya itirazında da İİK'nın 269/c maddesinde belirtilen sair sebeple kiranın istenemeyeceği itirazlarından olan aylık kiraya itiraz ettiği, mahkemece takibe konu aylara ilişkin aylık kira miktarı belirlenebilir nitelikte olup kabul edilen kira sözleşmesi hükümlerine göre emredici hükümler gözetilmek suretiyle belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken aylık kiraya ilişkin uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle istemin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Takip dayanağı olan, taraflar arasında düzenlenen ve imzası inkar edilmeyen 21/09/2020 tarihli kira sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmenin “Teminat” başlıklı 7. maddesinde “Kiracı, kiralayanın bilgisi dahilinde kiralananda yapacağı demirbaş malzeme alımlarının toplam tutarının yıllık kira bedeline kadar olan kısmını teminat olarak içeride bırakacak, teminat bedelini geçen kısmını ise devam eden 2 yılın başından itibaren aylık kiranın 1/2sinden mahsup edecektir. Yapılan demirbaş alımları kiracı ve kiralayan tarafından mutabakat tutanağı ile imza altına alınacaktır.” hükmünün yer aldığı, borçlunun icra müdürlüğüne yaptığı itirazında anılan madde kapsamında ödemeler yapıldığı iddiasında bulunduğunun görüldüğü, o halde, mahkemece borçlunun demirbaş malzeme alımına ilişkin olarak yaptığı ödemelerin toplam tutarının, teminat bedeli ve kira miktarından mahsup edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
12. HD. 10.10.2023 T. E: 5311, K: 5856
Gerek itiraz, gerekse cevap dilekçesinde (5 yıllık) zamanaşımı itirazında bulunmayan borçlunun itiraz sebepleri ile bağlı olduğu (İİK 63), yargılama sırasında itiraz sebeplerini değiştiremeyeceği ve genişletemeyeceği- Kira paralarının davalı tarafından davacının banka hesabına artışsız olarak ödenmesi ve ödenen tutarların ihtirazı kayıt ileri sürülmeden alınmış olmasının davacının artış koşulundan vazgeçtiği ve taraflar arasında bu yolda zımni bir anlaşma olduğu şeklinde yorumlanamayacağı- Davalı kiracı, takibe konu borcu ödediğini kanıtlayamadığından ve temerrüt olgusu gerçekleştiğinden, taleple bağlı kalınarak davalının itirazının kaldırılması ile kiralananın tahliyesine, asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Kira bedelinin icra dosyasına yatırılması yeterli olup, icra giderlerinin yatırılmaması durumunda temerrüt olgusu gerçekleşmeyeceği- Kefilin sorumlu olduğu azami miktar ve kefalet tarihine ilişkin el yazısı ile yazılmış bir ibarenin bulunmadığı, kefalet şekil şartlarına uyulmadığı bu nedenle kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu-
Kira sözleşmesindeki kiranın yıllık ödeneceğine dair düzenleme karşısında borçlunun değişik tarihlerde kira ödemesi yapmasının ödeme tarihinin değiştirildiği anlamına gelmeyeceği- İstinaf dilekçesi ekinde sunulan ödeme dekontları ile takip konusu aylara ait kiraların ödendiğinin ve 30 günlük ödeme süresi içerisinde de takip konusu kiraların tamamının ödendiğinin ispatlanamadığı ve bu suretle temerrüdün oluştuğu- Takip konusu kira sözleşmesinde TBK 583'de düzenlenen şartların oluşmaması halinde kefiller yönünden itirazın kaldırılması isteminin adı geçen borçlular yönünden reddine, alacaklılar aleyhine takip konusu asıl alacak üzerinden %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği-
Borçlu takibe konu edilen borcu yasal 30 günlük süre içerisinde ödediğini İİK'nın 269/c maddesi gereğince noterlikçe resen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya vesika ile ispat edemediğinden itirazın kaldıracağı-