Davacılar vekilinin, 31.08.2020 tarihli dilekçe ile, Dairemizin 08.07.2020 ilamında karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun belirtildiğini, bu nedenle karar düzeltme yoluna başvuramadığını belirterek maddi hatanın düzeltilmesini talep ettiği, maddi hatanın Yargıtay ilamında yer alması halinde; bu maddi hatanın HMK'nun 305. maddesi gereğince, hükmün infazına kadar Dairesince düzeltilmesinin mümkün olduğu, tespit edilen dava değerine göre Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolunun açık olduğu, ancak ilamda karar düzeltme yolunun kapalı yazılmış olmasının maddi hataya dayandığı anlaşıldığından davacılar vekilinin maddi hata talebinin kabulüne karar verildiği-
Tavzih ile taraflardan her birinin, hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebileceği-Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkinin tavzih yolu ile giderilemeyeceği-
Dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine ilişkin davada mahkemece taşınmazın hacizle yükümlü olarak satılmasına karar verilmiş iken, davalı vekili tarafından tavzih talebinde bulunulduğu, tavzih talebi üzerine mahkemece hacizle yükümlü satışın hissedarın hissesi ile sınırlı olmak üzere taşınmazın satışına karar verildiği, HMK mad. 305'te taraflara tanınan hakların ve yüklenen borçların tavzih yoluyla sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği hüküm altına alınmışsa mahkemenin hissedarın hissesi ile sınırlandırarak verdiği kararın bozulması gerektiği-
Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01/06/1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, davalı vekilinin temyiz süresi geçtikten sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekeceği- Dava konusu dört çekten ikisinin davalıda, diğer ikisinin diğer davalıda olduğu, bu durumda mahkemece davacının objektif dava birleşmesi şeklinde açtığı her bir dava için her bir davalı ve ilgili çek için ayrı ayrı hüküm kurulması, vekalet ücreti, harç ve yargılama giderinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekeceği, mahkemece bu şekilde hüküm kurulmadığı gibi, bu tür eksikliklerin tavzih kararıyla düzeltilmesi imkanının olmadığı, bu nedenle usulüne uygun hüküm kurulması için hükmün bozulması gerekeceği-
Taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine ilişkin davada, mahkemece taşınmazın hacizle yükümlü olarak satılmasına karar verilmiş iken, davalı vekili tarafından tavzih talebinde bulunulduğu, tavzih talebi üzerine mahkemece hacizle yükümlü satışın hissedarın hissesi ile sınırlı olmak üzere taşınmazın satışına karar verildiği, HMK mad. 305'te taraflara tanınan hakların ve yüklenen borçların tavzih yoluyla sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceğinin hüküm altına alındığı durumda, bu nedenle mahkemenin hissedarın hissesi ile sınırlandırarak verdiği kararın bozulması gerektiği-
Tavzih talebine ilişkin verilen kararın temyizi kabil olduğu- 6183 sayılı Kanun uyarınca alacağı temlik alan davalıların icra yolu ile takip edilebilmesine imkan veren bir hüküm kurulmadığından, ilamın hüküm fıkrasının 2 nolu bendinin 6183 sayılı Kanun gereğince haciz yoluyla "temlik alanlar hakkında takip yapılmasına" olanak verecek şekilde açıklanması ilişkin tavzih talebinin reddine dair kararın isabetli olduğu-
HMK'nun 305-306 maddelerine göre hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyorsa veya birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, hükmün icrasına kadar kararı veren mahkemeden tavzih edilmesinin istenilebileceği, ancak, bu yolla hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği-
16. HD. 20.09.2019 T. E: 3397, K: 5488
Miktar ve çapa bağlı kalınarak harita ve plan yapım yönetmeliğine uygun olarak sayısal metodla, parselin çap krokisi ve bölümlerin şekli değiştirilmeden çekişmeli parselin infaza olanak veren, rapor ve krokisinin düzenlenmesi ile hüküm fıkrasının düzeltilmesi şeklinde tavzihinin mümkün olduğu-
Mahkemece gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yer verilmeyen bir hususun, tavzih kararı ile hüküm fıkrasına ilave edilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı- Davacı tarafın dava dilekçesinde faiz talebi olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte alacağa karar verilmesinin hatalı olduğu-