Tavzih edilebilecek hususlar HMK mad. 305'de açıklanmış olup verilen karar davalı yönünden miktar itibariyle kesin olmasına rağmen BAM tarafından temyiz yolu açık olarak karar verilmesi hatalı ise de; bu hususun tavzih yolu ile düzeltilmesinin de isabetli olmadığı ve tavzih usulünün HMK mad. 306'da açıklanmış olup anılan düzenleme gereği tavzih talep dilekçesinin bir nüshasının, cevap süresi tanınarak karşı tarafa tebliğ edilmeden tavzih talebi hakkında karar verilmesinin hatalı olacağı-
Tavzih kararıyla birleşen davada her hangi bir hüküm tesisi edilmeyen davalılar yönünden hüküm kurulması ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerine hükmedilmesinin hatalı olduğu-  Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine, tapu iptal ve tescil isteminin reddine dair verilen ilk karar, bozulmuş ve bozma ilamında, "sözleşmenin geriye etkili olarak feshine" dair verilen hükme karşı ileri sürülen temyiz itirazları reddedilmiş, yükleniciye devredilen ve ondan devir yoluyla elde edilen tapu paylarının iptal edilmesi gerektiği belirtilerek, davacı arsa sahipleri yararına bozulmuş olduğundan, sözleşmenin geriye etkili olarak feshine ilişkin ilk karar kesinleşmiş olduğu- Bozma ilamına uygun olarak, yükleniciden devir yoluyla hisse devralan davalılar ile yüklenicinin borcu sebebiyle yapılan takip sonucu icra satışından hisse devralan davalı adlarına kayıtlı bulunan hissenin tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesinin isabetli olduğu-  Davada arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi istemi nedeniyle taraf durumuna gelen ve bu bakımdan, davada davalı safında yer alan, harcı yatırılıp usulüne uygun olarak açılmış bir davaları bulunmayan, tevhide konu ... nolu parselin malikleri davalılar lehine de tapu iptal ve tescili hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Alacaklının ilama dayalı vekalet ücreti alacağı ve işlemiş faiz alacağına ilişkin ilamlı icra takibi başlattığı, ilamın karar düzeltme talebi üzerine “...(1.500.00) rakamının çıkartılmasına, yerine (33.707.00) rakamının yazılmasına “şeklinde düzelterek onandığı, mahkemece düzelterek onama ilamı kapsamında verilen kararın kesinleştiği, lehe hükmolunan fark vekalet ücretine binaen alacaklının talebi ile borçluya icra emri gönderildiği, akabinde borçlunun tavzih talebi üzerine dayanak ilamın  düzelterek onama kararında 33.707.00 TL vekalet ücretine davacı/borçlu lehine hükmedildiği kararın bu şekilde onandığı anlaşıldığından, kararın düzelterek onama sonucu verilen son şekline göre borçlunun şikayet konusu hakkında karar verilmesi gerektiği-
Tavzih yoluyla yeni bir hüküm kurulamayacağı-
Tavzih incelemesinin sınırlı olarak yapılabilmesi mümkün olup, tarafların hak ve borçlarında değişiklik, genişletme veya sınırlandırma yapılmasının tavzihle mümkün olmadığı-
HMK'nun 297. maddesine aykırı olarak kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmasının ve yine aynı Kanun'un 305/2. maddesine aykırı olarak tavzih yolu ile hükümde değişiklik yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Karar verildikten sonra tavzih yoluyla hüküm fıkrasının değiştirilemeyeceği-
Bozma sonrası hükümde davalı adının yanlış yazıldığı belirtilerek yapılan tavzih talebinin kabulüne dair verilen yerel mahkeme tavzih kararının, davacılar vekili tarafından temyiz edildiği, "dava açılan şirketin ünvan değişiklikleri arasındaki silsilenin doğru incelenmediği, mahkemece; davacı tarafın dava dilekçesinde davalı olarak gösterdiği A.Ş'nin, kazanın meydana geldiği tarihten itibaren gerçekleşen ünvan değişikliklerinin, aradaki silsile bozulmayacak biçimde takibinin yapılıp buna ilişkin ticaret sicil kayıtlarının getirtilmesi; dava açılan şirketin ünvan değişiklikleri sonucu hangi hali aldığı saptanarak hükmün tashihine (veya  bu talebin reddine) karar verilmesi" gerektiği belirtilerek bozulduğundan, bozma üzerine, doğru hasım hakkında verilecek yeni karar ve bu kararın kesinleşme durumu huzurdaki (hacizlerin kaldırılmasını, takibin durdurulması istemli) şikayetin esasına etkili olduğu dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği-
Tavzih yolu ile esası etkileyecek nitelikte hüküm sonucu düzeltilemeyeceği, bu aykırılığın, kamu düzenine ilişkin olduğu- Hükmün sonuç kısmının ve gerekçenin çelişkili olamayacağı- TBK mad. 408'e göre işçinin, sözleşme kapsamındaki işi yapmaması sebebiyle tasarruf ettiği miktar ile diğer bir işten elde ettiği gelirleri veya kazanmaktan kasten feragat ettiği şeyleri kalan süreye ait ücretler toplamından indirilmesi gerektiği-
Tavzih kararıyla tarafların hak ve borçlarında değişikliğe gidilebilmesi mümkün olmadığından tavzih talebinin reddine karar verilmesinin zorunlu olduğu-