Çekişmeli taşınmazların davalıya teminat amaçlı temlik edildiği iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteği ile açılan davada, davacının temyizden sonra ölümü üzerine yasal mirasçılarının mirasın reddi ile ilgili açtıkları davaların sonuçlarının beklenilmesi, mirasın reddi istemine ilişkin kararların kesinleşmesi halinde TMK.nun 611. madde hükmü gereğince diğer hak sahiplerinin tespiti ile onların da mirası kabul veya reddetmesi durumuna göre davanın değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kısa kararda hüküm altına alınmayan temerrüt faizinin, gerekçeli kararın tavzihi yoluyla hüküm altına alınması suretiyle kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki yaratıldığı-
Hükmün tashih veya tavzih yolu ile değiştirilmesinin mümkün olmadığı-
Davacı tarafından verilen tavzih istemli dilekçe doğrultusunda davalı lehine hükmolunan vekalet ücretinin değiştirilmek suretiyle tavzih kararı verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu-
HMK. mad. 297/1-c uyarınca, bir gerekçeli karar mevcut değil iken, tashih şerhiyle bu usuli eksikliğin giderilmesinin olanaksız olduğu-
Gerekçede yazılı olan ancak hükümde yer almayan ve bu nedenle icrası mümkün olmayan yoksulluk ve iştirak nafakasına ilişkin taleplerin tavzihle birlikte karara eklenemeyeceği-
HMK'nın 305/2. maddesi ışığında taraflara tanınan hakların ve borçların sınırlanamayacağı, buna istinaden mahkemenin hükmettiği icra inkar tazminatının, davalının belirttiğinden az olmasının yerinde olmadığı sebebiyle verilen kararın bozulması gerekeceği-
Mahkemece, davacının tavzih talebi üzerine davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin davalılar vekilinin vekillikten istifa ettiği gerekçesiyle kaldırıldığı anlaşıldığından, davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin hükmün tavzih yolu ile kaldırılması doğru olmadığı gibi muris muvazaası hukusal nedenine dayalı olarak pay oranında açılan eldeki davada, davacının payı gözetilerek kendini vekille temsil ettiren taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken dava konusu taşınmazın tamamının değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının isabetli olmadığı-
Gerek tashih yolu ile gerekse tavzih yolu ile hüküm fıkrası sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği-
Hüküm fıkrasında “ davacının işe iadesine” denilmesinden sonra; tavzih kararında 2. bendinin tamamen çıkarılarak yerine “ davacının ... Belediye Başkanlığı’ndaki işine iadesine” denilmesinin tavzihe konu olamayacak şekilde hüküm fıkrasının değiştirilmesi niteliğinde olduğundan hatalı olduğu- Davacının, davalı Belediyeye güvenlik hizmeti temin eden diğer davalılar tarafından oluşturulan adi ortaklığın işçisi olduğu, güvenlik işinin belediyenin asli işlerinden olmayıp yardımcı iş niteliğinde olduğu, 5393 s. Belediye Kanunu mad. 67 gereği, Belediyenin asli işlerini ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebileceğinin yasal güvenceye bağlandığı, mahkemenin alt işverenler değişmesine rağmen davacının işinin ve görev yerinin değişmemesinin muvazaa olduğuna dair kabulünün hatalı olduğu- Davacının, davalı şirketlerin oluşturduğu ortak girişimdeki işine iadesine, mali yükümlülükler yönünden davalıların birlikte sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği-