Taşınmazın aynen taksiminin mümkün olduğundan söz edilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılmasının, taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğrayıp uğramayacağının değerlendirilmesinin gerekeceği, ayrıca aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz (taksim) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, belediye dışında ise İl Özel İdaresinden İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığının sorulmasının gerekeceği, onay makamının aynen taksiminin mümkün olduğunun belirtilmesi halinde, taşınmazın aynen taksiminin mümkün olduğunun kabul edilebileceği-
Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davada birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek miktarda taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesinin, fazlaya ilişkin istemin reddedilmesinin gerekeceği-
Davacı alacaklı icra müdürlüğünden alınmış bir yetki belgesine dayanarak bu davayı açmış ise de, alacaklı tarafından icra mahkemesinden alınmış bir yetki belgesine dosya arasında rastlanılmadığı, icra hakimliğinden alınmış yetki belgesi olmayan alacaklının bu davayı açmasının mümkün olmadığı, mahkemece davacı alacaklıya icra mahkemesinden İ.İ.K.’nun 121.maddesine göre yetki belgesi almasının ve dosyaya ibrazı için uygun bir önel verilerek sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davada birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek miktarda taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesinin, fazlaya ilişkin istemin reddedilmesinin gerekeceği, bu nedenle borçlu ortağın borç miktarı nazara alınarak borca yetecek kadar taşınmazın ortaklığının giderilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Alacaklı İİK.’ nun 121. maddesine göre icra hukuk mahkemesinden yetki alıp izale-i şüyu davası açmakla satış istemiş gibi kabul edilmiş ise de, alacaklı yetki alıp bir sene içerisinde izale-i şüyu davası açmakla birlikte, izale-i şüyu kararından (kanınımızca; kararın kesinleşmesinden) itibaren İİK.’nun 106. maddesinde belirlenen bir yıllık süre içerisinde satış talebinde bulunmadığı, bu durumda, alacaklının haczinin düştüğü kabul edilerek oluşan sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece her ne kadar dava konusu onbir adet taşınmazın tümünün satış suretiyle ortaklığının giderilmesine karar verilmiş ise de, en son borç miktarının belirlenmesi ve borçlu hissesi de nazara alınarak borca yeter miktarda taşınmazın satışına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, taşınmazların tamamının satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davaya konu ve satışına karar verilen 550, 591, 171 parsel sayılı taşınmazlarda borçlu ortağın murisi olan R.B. mirasçıları dışındaki paydaşlar davaya dahil edilmediği gibi dava konusu taşınmazların tamamında paydaş olan G.H.'ın davaya dahil edilmediği, mahkemece davaya konu taşınmazdaki tüm paydaşlar davaya dahil edildikten sonra işin esasının incelenmesinin gerekeceği-
Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan bu davada icra mahkemesinden alınan yetki belgesinde sadece 851 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak izin verildiği, yetki belgesinde dava konusu olan 816 parsel sayılı taşınmaz yönünden ortaklığın giderilmesi için izin verilmediği, mahkemece bu taşınmaz hakkında da icra mahkemesinden yetki belgesi alması için davacıya önel verilmesinin ve sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
İİK.nun 121. maddesi uyarınca icra hakiminden alınan yetki belgesi gereği alacaklı tarafından, borçlu İ.K.'in, miras nedeniyle, elbirliği mülkiyeti hükümlerine göre ortağı olduğu 4547 sayılı parselin satışının istendiği, dava tarihinde 18 yaşından küçük olan ortaklardan E.K. ve F.K.'in kanuni temsilcisi hasım gösterilerek dava açılması gerekirken bu kişilerin bizzat hasım gösterilerek dava açılmasının doğru olmadığı, bu itibarla, adı geçenlerin kanuni temsilcisine husumet yöneltilerek, yasaya uygun taraf teşkili sağlanmak üzere hükmün bozulmasının gerektiği-
Ortaklığın giderilmesi davasında alacaklının borçlu ortaktan bağımsız bir dava hakkı olmadığı, miras payının temlikine ilişkin tasarrufun alacaklıya zarar vermek amacıyla yapıldığına mahkemece karar verilmedikçe ortaklığın giderilmesine karar verilemeyeceği-