5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 5578 Sayılı Kanunla değişik 8. maddesine göre; belirlenen parsel büyüklüğünün mutlak tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde iki hektar, dikili tarım arazilerinde 0,3 hektar ve marjinal tarım arazilerinde iki hektardan küçük olamayacağı, tarım arazilerinin bu büyüklerin altında ifraz edilemeyeceği, bölünemeyeceği veya küçük parsellere ayrılmayacağı, bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne şekilde gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin (paylı veya elbirliği) mevcut olması durumunda, bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların üçüncü kişilere satılamayacağı, devredilemeyeceği ve bu araziler hakkında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun özgülemeye ilişkin hükümlerinin kıyasen uygulanacağı- Not: 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 8. maddesinin 4. fıkrası 6537 sayılı Kanun'un 4. maddesi hükmü ile yürürlükten kaldırıldığından, bu tür taşınmazların hacizle satışına ve üzerinde rehin kurulmasına engel kalmamıştır.
Mahkemece, davalı alacaklı tarafından süresi içerisinde satış talebinde bulunularak, cüzi de olsa satış avansının yatırıldığı, satış talebinden sonra icra müdürlüğünce İİK’nun 121. maddesi uyarınca mahkemeden görüş sorulması gerekmekte ise de sorulmamış olmasının alacaklının satış talebini ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Şikayet olunan tarafından İcra Müdürlüğü'nün satış talebinin reddine karşı şikayet yoluna başvurulmadığı ve satış avansının da geri alındığı anlaşıldığından, şikayet olunanın süresi içerisinde satış talebinden bulunduğundan söz edilemeyeceği ve haczinin de düşmüş olacağı-
Mahkemece, alacaklı tarafından İİK.nun 121. maddesine göre icra mahkemesine başvurularak, taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davası açmak üzere yetki alınmak suretiyle, sulh hukuk mahkemesinde ortaklığın giderilmesi davası açıp satış işlemini gerçekleştirilmesinin gerekeceği-
15.12.2010 havale tarihli fen bilirkişi raporunda 3194 sayılı İmar Kanunu ve belediye mücavir alan sınırları içinde ve dışında planı bulunmayan alanlarda uygulanacak imar yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmeliğin 26. maddesi uyarınca bölünebilme koşullarının tespiti için imar durumunu gösterir imar planının getirtilmesi gerektiğinin belirtildiği, mahkemece ilgili belediyeden imar planının getirtildiği, ancak fen bilirkişiden parselin aynen bölünebilme koşulları konusunda ek raporun alınmadığı, mahkemece gerektiğinde mahallinde yeniden keşif yapılarak davaya konu taşınmazın İmar Yasası ve Mevzuatı hükümlerine göre aynen bölünmesinin mümkün olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak taksimin mümkün olduğunun anlaşılması halinde hazırlanacak taksim projesine göre taşınmaz üzerindeki atölye binasının da bölünmesinin mümkün olup olmadığı konusunda araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Davaya konu parsel davalıların murisi adına kayıtlı olup, kayıt maliki murisin tüm mirasçıları davada taraf gösterilmiş ise de; davalılardan birine dava dilekçesinin ve duruşma gününün tebliğine ilişkin davetiye çıkarılmaması, bazı davalılara ilanen yapılan tebligatın ise usulsüz olması nedeni ile usulünce taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilemeyeceği-
Borçlu ortağın alacaklısının borçlunun elbirliği halindeki mülkiyette hak sahibi olması halinde borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabileceği-
İİK. mad. 121 gereğince açılan ortaklığın giderilmesine ilişkin davalarda borçlu ortak dahil tüm ortakların davaya dahil edilmeleri zorunlu olduğu-
Borçlu paydaşın paylı mülkiyet payı bulunan taşınmazlardaki payını bağımsız olarak haciz ettirip sattırma olanağına sahip olduğundan, yine kendisine ait taşınmaz üzerinde de ortaklık söz konusu olmadığında ortaklığın giderilmesi talep edilemeyeceği-
İcra mahkemesince verilen izinin ortaklığın giderilmesine ilişkin mi, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesine ilişkin mi olduğu açık olmadığından, davacıya ortaklığın giderilmesine ilişkin dava açmak üzere yetki verildiğinin kabulünün mümkün olmadığı Davacının alacağı İİK. mad. 358 gereğince yediemin tarafından iade edilmeyen araçlarla ilgili olduğundan, davalının sorumluluğunun asıl borçlu hakkındaki dosya borcunun geçmemek üzere bu araçların değeri ile sınırlı olduğu-
