Dava dilekçesinde fuzuli işgal nedeniyle ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsilinin istenildiği, mahkemece, mahallinde keşif yapılıp benzer nitelikteki yerlerin işgal dönemindeki kira paraları araştırılarak ve kira sözleşmeleri getirtilerek yeniden oluşturulacak bilirkişi heyeti marifetiyle incelettirilmesinin, dava konusu taşınmazın büyüklüğü, işgal alanı, kullanım durumu gibi hususlar ve yukarıda sözü edilen somut emsal de dikkate alınarak işgal tarihindeki kira parasının (ilk dönem ecrimisil miktarı) belirlenmesinin, sonraki yıllar için ise ÜFE artış oranı tam olarak uygulanmak suretiyle ecrimisil miktarının hesap edilmesinin gerektiği-
Davalı taşınmazda uzun süreden beri kardeşi olan davacının muvafakatı ile oturduğu, davacının davalıya dava tarihine kadar herhangi bir şekilde uyarı göndermediği ( ihtar çekmediği) gözetildiğinde davalının dava tarihine kadar davacının izniyle taşınmazı kullandığı, dava açmakla da muvafakatını geri aldığından davalının dava tarihine kadar olan süreç için taşınmazda fuzuli şagil olduğunun söylenemeyeceği-
Davalının 2000 yılından beri çekişme konusu yeri kullandığı, davacının bu kullanıma uzun süre ses çıkarmadığı başka bir ifadeyle muvaffakat ettiği, dava açmakla da muvaffakat geri alındığından davalının, kötüniyetli zilyedin malike ödemekle yükümlü olduğu haksız işgal tazminatından (ecrimisilden) sorumlu tutulamayacağı-
Davacı ihtardan öncesine ait ecrimisil isteğini atiye tek etmiş , davalı vekili bu isteğe karşı çıkmamış ise de açıkça rıza göstermediğinden mahkemece ihtardan öncesine ait ecrimisil isteği yönünden de yargılama yapılıp olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi ve oluşacak sonuca göre vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceği-
Davanın, ecrimisilin tahsili istemi olduğu, dava konusu kooperatif hisse devir sözleşmesinin Asliye Hukuk Mahkemesi kararı gereğince geçersiz olduğu ve davalının ödediği bedelin iadesine karar verildiği belirlendiğine göre, davalının davacıya ödediği bedel iade edilinceye kadar taşınmaz mal üzerinde hapis hakkının olduğu, bu nedenle satış bedeli davacı tarafından davalıya geri verildiği tarihe kadar davalının zilyetliği kötüniyete dayalı olduğunun kabul edilemeyeceği ve bu tarihe kadar ecrimisilin talep edilemeyeceği, bu durumda, mahkemece; satış bedelinin davacı tarafından davalıya ödendiği tarihten, talep edilen tarihe kadar ecrimisil bedeline hükmedilmesinin gerekeceği-
Davacı vekili ecrimisil isteğini atiye terk etmiş, aynı oturumda davalılar vekili bu isteğe karşı çıkmamış ise de açıkça rıza göstermemiş olduğundan asıl davacının atiye bırakma isteğine davalılar vekili açıkça muvafakat etmediğine göre mahkemece asıl davacının ecrimisil isteği yönünden de yargılama yapılıp bu yönde olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi ve oluşacak sonuca göre vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceği-
Harici satış olgusunun kabulü söz konusu olduğunda, davalı yararına harici satış bedelinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı hapis hakkı tanınması ve bunun sonucu olarak da iyiniyetli kullanım nedeniyle ecrimisil isteğinin reddedilmesi gerekeceği-
İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; bu tür bir davada, dava değerinin ve buna göre alınacak harcın elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından, (04.03.1953 tarih, 10/2 sayılı İ.B. K.) ibaret olacağı-
Davanın, haksız kullanım nedeniyle ecrimisil istemine ilişkin olduğu, davalı depremzedenin mahkeme kararı ile dava konusu idareye ait konuta yerleştiği, davalının kötüniyetli zilyet olduğunu söylemenin mümkün olmadığı, ancak; mahkeme kararının bozulduğu ve kararın kesinleştiği tarihten sonra evin tahliyesi için davacı idarece tanınan 30 günlük sürenin bitiminden sonraki dönem için davalıya ecrimisil hesabının yapılmasının gerekeceği, eksik inceleme ile hüküm tesisinin doğru olmadığı-
E.tmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davalarında dava değerinin toplamı üzerinden tek bir harç ve vekalet ücreti takdiri gerekeceği-