Somut olayda 40 ve 42 parsel sayılı taşınmazların senetsizden miras bırakanın bağışından söz edilerek davalı adına kadastroca tespit edilmiş olup, yargısal uygulamalarda kararlılıkla ifade edildiği üzere tapusuz taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin devrinden ibaret olan geçerlilik unsuru taşıyan hak ya da haklar yönünden de 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yerinin olmadığı-
Ecrimisilin, malikin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir bedel olduğu, somut olayda, taşınmazı muvafakate dayalı olarak kullanan davalının kötü niyetli olduğunu, dolayısıyla, ecrimisil ödemekle yükümlü bulunduğunu söyleyebilme olanağının olmadığı-
Mahkemece miras bırakanın alım gücü bulunmayan ve birlikte yaşadığı erkek evladı olan davalıya yapmış olduğu pay temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amacıyla gerçekleştirildiğinin kabul edilmesinin gerekeceği-
Mirasçılardan biri veya bir kısmının pay oranında istekte bulunabilmesi mümkün olup; tüm tereke adına iptal ve tescil talep edilmesi halinde iştirakin sağlanmasının gerekeceği-
Taraflar arasındaki çekişmenin, davacı yönünden intifadan men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesiyle giderilebileceği, onun içinde, davacının, taşınmazda payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı ve ya kullanabileceği bir yer olup olmadığının belirlenmesi, hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Davanın kabul edilmesinde menfaati bulunan mirasçıların beyanları dikkate alındığında, miras bırakanın çekişmeli taşınmazı davalıya temlik etmesinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı değil, gerçek satış olduğu görülmektedir. Bu durumda, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Çekişmeli taşınmazın bir kısım ortakları ile davalı arasındaki geçersiz harici satış sözleşmesine konu edildiği, davalının bu nedenle kendisine teslim edilen yerde uzun süredir haricen satanlar ve diğer ortakların muvafakatine dayalı olarak oturduğu, muvafakatin ise dava ile geri alındığı dikkate alınarak, dava tarihine kadar işgalin haksızlığından söz edilemeyeceği göz önünde tutulup ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de TMK 706, TBK 237. ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği-Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesinin, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlı olduğu-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri-