Hukuken geçersiz olan sözleşmelerin haksız iktisap kurallarına göre tasfiyesinde, satış bedeli olarak verilen paranın, dava tarihindeki ekonomik etkenlerle birlikte ortalamaları alınarak, yapılan uyarlamalar sonucu ulaştığı alım gücü ve reel değerlerinin tespit edilmesi ve bu bedelin alıkoymada hükme esas alınması gerekeceği-
Tarım arazisinin hangi sınıfa girdiği, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarım İl veya İlçe Müdürlüklerine sorulmak suretiyle veya ilgilisi tarafından alınacak yazı ile belgelendirilmesi; eğer bölünemez büyüklükte tarım arazisi ise tescilli olduğu tapu kütük sayfasının beyanlar hanesine “5403 s. K.'un 8. maddesine tabidir” şeklinde şerh verilmesi gerektiği- Bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinde oluşmuş hisselerin üçüncü şahıslara satılması devredilmesi veya rehnedilmesi yasaklanmakta olup bölünemez büyüklüklerin üzerinde alana sahip parsellerdeki hisselerin üçüncü şahıslara satılmasında, devredilmesinde veya rehnedilmesinde bir sakınca bulunmadığı; ancak ifraz yapılırken tarım arazilerinde bölünemez büyüklüklerin altında parsel oluşturulamayacağı-
Tapuda kayıtlı bulunan bir taşınmazın tapu dışı satışı TMK'nun 706, BK'nun 213 (TBK. m. 237), TK'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddesi gereğince geçersiz olup, böyle bir satışın, tapu dışı satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmeyeceği-
Davalılar murisi paylı maliki olduğu dava konusu taşınmazlardaki 1/4 payının tamamını davacıya satmayı vaadetmiş olduğu durumda; davalının murisi dava konusu taşınmazlarda müşterek paydaş olup bu payının tamamının satışını vadettiği için satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı mevcut olduğu- Satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazların belirlenen tarımsal niteliğinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğünden sorulup görüşü alındıktan sonra tescilin mümkün olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Tapulu taşınmazların satışı TMK'nun 706, BK'nun 213 (6098 sayılı BK'nun 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacakları ve satın alana herhangi bir hak bahşetmeyeceği-
Satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazların belirlenen tarımsal niteliğinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğünden sorulup görüşü alındıktan sonra tescilin mümkün olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Geçersiz satış sözleşmesi nedeniyle açılan alacağın tahsili ve maddi tazminat davasının kısmen de olsa reddolunması halinde, kendilerini asıl davada vekille temsil ettiren davalılar bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri (3. madde) ile Avukatlık Kanunu'nun 169. maddesi hükümlerinin de nazara alınmak suretiyle vekalet ücreti yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Kural olarak; yasal istisnalar haricinde tapulu taşınmazların haricen satışı geçerli olmayıp, bu halde tarafların almış oldukları edimlerin iadesi gerekli olup geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesinin gerekeceği-
Satış tarihi itibarı ile taşınmaz tapuda kayıtlı olup, TMK'nun 706, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 (818 sayılı BK’nun 213.m.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağı ve satın alana herhangi bir hak bahşetmeyeceği-
Dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarına göre davacı ve davalılar ayrı ayrı paya sahip ve davalılar murislerinden intikal eden çekişme konusu taşınmazlardaki payın satışını vaat etmiş olup, tarafların kardeşinin ise bekar ve çocuksuz olarak satış vaadi sözleşmeleri yapıldıktan sonra vefat ettiğinden davalıların murisi olan kardeşlerinden gelen miras paylarını da satış vaadi sözleşmesi ile davacıya devrettiklerinden söz edilemeyeceğinden; bilirkişiden satış vaadi sözleşmesinin tanzim edildiği tarih itibariyle murisin mirasçılarını ve paylarını gösterir şekilde yeniden rapor alınarak davalılara ait miras payı hesaplanarak yalnızca bu payların iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerektiği-