Dava şahsi hakka dayalı tapu iptal ve tescil istemine yönelik olup, TMK'nun 706. maddesine göre taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olmasının resmi şekilde düzenlenmiş bulunmasına bağlı olduğu, taşınmaz mülkiyetini nakil borcunun buna karşılık diğer tarafın borçlandığı bütün edimlerin resmi şekilde düzenlenen senette yer alması zorunlu olduğu, sözleşmenin tapuda resmi şekilde düzenlenmesinin ispat şartı değil sıhhat şartı olduğundan aksi bir durumda bir sözleşmenin hiç bir geçerliliği bulunmayacağından sıhhat şartı olan resmi şekilde yapılamayan sözleşmenin geçersiz olması nedeni ile ispat edilemeyen davanın reddi gerekeceği-
Tapu dışı satış, TMK'nun 706 Borçlar Kanunu'nun 213 ve (6098 sayılı Borçlar Kanunun 237 m.) Tapu Kanunu'nun 26. maddesi hükümleri karşısında geçersiz olup, böyle bir satışın haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmeyeceği-
Saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri, ancak muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davalar hak düşürücü süre ya da zamanaşımına tabi değil ise de, aradan 23 yıl geçtikten sonra dava açılmasının da Türk Medeni Kanununun 2. maddesine uygun olduğunun söylenemeyeceği-
Kooperatif hissesi haricindeki çekişme konusu diğer taşınmazların resmi akitte gösterilen değeri ile o tarihteki gerçek değerleri arasında açık nispetsizlik bulunduğu, murisin varlıklı bir insan olup 2. eşi davalıya taşınmazları temlik etmesinin makul ve zorunlu bir sebebinin bulunduğunun tesbit edilemediği davalının alım gücünün bulunmadığı, mirasbırakanın davalı ile ikinci evliliğini yaptıktan sonra ilk eşinden olan çocukları ile ilişkisinin azaldığı, davalıyı kayırdığı dosya kapsamıyla sabit olduğundan dava konusu taşınmazların mirasbırakan tarafından davalıya temlikinin bedelsiz, muvazaalı ve mirasçıdan mal kaçırma amaçlı olduğu sonucuna varıldığından 19049 ada 7 nolu parsel haricindeki diğer çekişme konusu taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini herhangi  bir zamanaşımı  veya  hak düşürücü  süreye  tabi  olmaksızın  her zaman isteyebileceği-Muris muvaazasında sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaşabilmek için davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması gerektiği ve bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesinde büyük önem taşıdığı, bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluğun olması gerektiği-
19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa'nın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasa'nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden (6100 sayılı HMK'nun 323/1-a maddesi uyarınca yargılama giderlerinden sayılan celse, karar ve ilam harçlarından da) ve vekalet ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı-
Dava konusu taşınmaz, evlilik birliği içinde satın alma yoluyla edinilmiş olup, akdi ilişkide davacı taraf olmayıp, eşler arasında Türk Medeni Kanunun'un 706. (743 s. TKM'sinin 634.) maddesi gereğince düzenlenmiş mülkiyet aktarımı ile ilgili resmi bir sözleşme de bulunmadığından, 07.10.1953 tarihli 8/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca; taşınmazın alımına katkıda bulunduğunu iddia eden davacının bu katkısına dayanarak ayın (mülkiyet) talep edemeyeceğine ve davacı vekili tarafından katkı payı alacağına ilişkin bir talepte de bulunulmadığına göre, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık konusu taşınmaz tarafların ortak murisinin ölümünden sonra dava dışı kişi tarafından davalıya tapu sicil memuru huzurunda resmi senetle satıldığından mülkiyetin davalıya geçtiğinin kabulü gerekip, davacının, miras hakkına dayanarak ancak geçersiz olan harici satış sözleşmesinde belirtilen bedeli sözleşmenin tarafı olan dava dışı üçüncü şahıstan isteyebileceği; mirasbırakanın üçüncü kişiden parasını ödemek suretiyle bizzat alıp, ancak mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla bağışta bulunduğu kişiler adına resmi satış işleminin yapılmasını sağlayarak bu şahıs adına taşınmazın tescil edilmiş olması halinde ise satış bedeli ispat edildiği takdirde gizli bağış niteliğinde olduğundan ancak tenkis hükümlerine göre bir mirasçının saklı payını diğer mirasçıdan talep etme olanağına sahip olacağı-
Geriye etkili fesihte alacaklı BK'nın 108/I maddesine dayanarak yükleniciye veya onun halefi durumundaki kişilere verdiği tapuları geri isteyebileceği, tarafların sözleşmenin yapıldığı tarihteki mal varlığına getirilmeleri gerekceği, geriye etkili fesihte yükleniciye inşaatın fesih tarihindeki fiziki durumuna uygun bağımsız bölüm verilmeyeceği, geriye etkili olacağı hususunda tartışma olmasu halinde mahkemece ileriye etkili feshin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılması gerekeceği,  fesih ileriye etkili sonuçlar yaratacak şekilde yapılmış veya bunun koşulları oluşmuş ise, feshin doğal sonucu olarak yapılacak tasfiye işleminde yüklenici eserin getirildiği fiziki seviyeye uygun bağımsız bölüm tapusunun devrini isteyebileceği, feshin geriye etkili olması durumunda, sözleşme hiç yapılmamış (yok) farzedilerek hüküm doğuracağından taraflar karşılıklı olarak birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerince geri alabilecekleri-
Haricen satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkin davada; davacının ibraz ettiği harici satış sözleşmesinde, tarafların murisinin kendisine düşen deprem evini davacıya sattığı ve bedelini aldığı belirtilmiş olup, tarafların murisinin borçlarından tüm mirasçıları miras payları oranında sorumlu olduğundan; mahkemece murisin mirasçılık belgesi temin edildikten sonra, davacının ödediği bedelin davalılardan miras payları oranında alınarak davacıya verilmesine, davacının miras payı oranında kendi üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-