Davacının, miras bırakanın boşandığı ilk eşinden olma kızı olup, mirasbırakan ile uzun süredir dargın bulundukları, davalının ise murisin üçüncü eşi olduğu, devlet sanatçısı olan miras bırakanın emekli maaşı bulunduğu, mal satmaya ihtiyacının olmadığı, dava konusu taşınmazın davalıya devrinin intifa hakkı ile yükümlü olarak yapıldığı, taşınmazın satış bedeli ile gerçek bedeli arasında fahiş fark bulunduğu, taraflar arasında görülmekte olan tenkis isteğine ilişkin dava dosyası ve tereke tespitine ilişkin dosya kapsamları ile de, murisin üzerinde mal varlığı olmadığı, menkul ve gayrimenkulleri olmak üzere tüm mal varlığını davalıya aktardığı görüldüğünden, miras bırakanın dava konusu taşınmazı temlikteki gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu kabul edilmesi gerektiği-
Davacı dava dilekçesinde, ecrimisile ilişkin işlemiş faiz talebini de açıkça belirttiğine göre her dönem için tahakkuk eden ecrimisile dönem sonundan itibaren işleyecek kademeli faize de hükmedilmesi gerekeceği-
Yasal yönden şekile bağlanmış bir sözleşmenin bu şekle uygun olarak yapılmaması, ancak sözleşmeden doğan edimlerin kısmen ifa edilmesinden sonra şekle aykırılığın ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması anlamına geleceği-
Müşterek malın tümüne ilişkin bölünmeyen bir taleple açılacak davanın da müşterek maliklerinin tümünün haklarını etkileyeceğinden, mevcut dava sonucunun, taşınmazın müşterek maliklerinden olan dava dışı C.A.'un hukukunu etkileyeceği- TMK. mad. 692'ye göre de, paylı malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi olağanüstü tasarruflardan sayıldığından, oybirliği ile aksi kararlaştırılmış olmadıkça, bütün paydaşların kabulüne bağlı olduğu- Öncelikle sözleşme konusu taşınmaz üzerine arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılabilmesi ve yapılan sözleşmenin paydaşları ve yükleniciyi bağlayıcı olması için tüm paydaşlarca ya da yetkili temsilcilerince sözleşmenin imzalanmış olması veya yapılan sözleşmeye "onay" verilmesinin zorunlu olduğu- Tüm arsa sahiplerince imzalanan sözleşmenin bulunması halinde, sözleşmenin feshi ya da iptali davası da "olağanüstü tasarruf" niteliğinde olduğundan, mahkemece müşterek paydaşların tamamının birlikte dava açmasının zorunlu olduğu, sözleşmenin tarafı olan diğer arsa sahibi C.A.'un davada zorunlu dava arkadaşı sıfatı bulunduğu dikkate alınarak, HMK. mad. 59 ve 60 da gözetilerek, davaya dahil edilmesi için davacı yana önel verilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra iddia ve savunma üzerinde durulup toplanan deliller çerçevesinde bir değerlendirme yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği- 
Noterde yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine ek olarak hazırlanan sözleşme asıl sözleşmenin tabi olduğu zorunlu şekil koşuluna tabi olmadığından davacı yükleniciyi bağlamayacağı-
Arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshinin, taraf iradeleri fesihte birleşmediği sürece ancak mahkeme kararı ile mümkün olduğu- Bilirkişi raporunda, inşaatın projesine ve yapı ruhsatına aykırı olarak yapıldığı tespit edilmiş, Belediye Başkanlığınca bir takım tadilatlar ile binanın projeye uygun hale getirilebileceği bildirilmiş olduğundan, mahkemece, ilgili Belediye Başkanlığından inşaat ruhsat başvurusuna ilişkin tüm dosya celbedilip, inşaatın sözleşmeye, plan ve projesine, ruhsat ve imar mevzuatına ve mimari projeye uygun olup olmadığı saptanmalı, projeye uygun değil ise ruhsata aykırılıkların giderilip giderilemeyeceği belirlenmeli, giderilemeyecek ise davacının geriye etkili fesih hakkının doğduğu kabul edilmesi; yasal hale getirme olanağı varsa, bu taktirde davalı yükleniciye yetki ve uygun süre verildikten sonra anılan hususların verilen makul sürede giderildiğinin davalı tarafından mahkemeye bildirilmesi halinde mahkemece mahallinde uzman bilirkişi refakatinde keşif ve inceleme yapılıp, inşaat seviyesinin araştırılması; inşaatın seviyesi, (İçt. Bir. K. 25.01.1984 T. 3/1 uyarınca) somut olayın niteliği ve özelliğinin haklı gösterdiği durumlarda TMK'nın 2. maddesi hükmü gözetilmek kaydı ile, inşaatın %90 ve üzeri oranına ulaşması ve ayrıca kalan eksik işlerin de sözleşmede amaçlanan kullanıma engel oluşturmadığının belirlenmesi halinde ileriye etkili feshin koşullarının gerçekleştiği gözetilmeli, bu koşulların gerçekleşmemesi halinde ise sözleşmenin geriye etkili feshi koşullarının oluştuğu sonucuna varılması gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi istemine ilişkin davada, TMK'nın 2. maddesi hükmü gereği davalının % 36,5 seviyesinde aldığı inşaatı, keşif tarihi itibariyle henüz %63,5 seviyesine ulaştırdığı ve esasen dava tarihine kadar ruhsat başvurusunda dahi bulunmadığından davalı yüklenicinin işin ifasında temerrüde düştüğü- davacı arsa sahiplerinin sözleşmenin feshini istemekte haklı olduğu-
Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri-
Davacının 22.01.2008 tarihinde satın aldığı aracın, sonradan oluşan önden gelen ses nedeniyle 28.08.2008; 10.09.2008 ve 15.10.2008 tarihlerinde servise götürüldüğü ve davalı tarafından ücretsiz onarımının yapıldığı anlaşıldığı, araçtan sürekli yararlanamamanın gerçekleştiği, davacı için sözleşmeden dönme koşulunun oluştuğu ve davanın kabulünün gerektiği-
Elbirliği ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşmenin bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olduğu ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemeyeceği-