Satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazların belirlenen tarımsal niteliğinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğünden sorulup görüşü alındıktan sonra tescilin mümkün olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Geçersiz satış sözleşmesi nedeniyle açılan alacağın tahsili ve maddi tazminat davasının kısmen de olsa reddolunması halinde, kendilerini asıl davada vekille temsil ettiren davalılar bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri (3. madde) ile Avukatlık Kanunu'nun 169. maddesi hükümlerinin de nazara alınmak suretiyle vekalet ücreti yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Kural olarak; yasal istisnalar haricinde tapulu taşınmazların haricen satışı geçerli olmayıp, bu halde tarafların almış oldukları edimlerin iadesi gerekli olup geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesinin gerekeceği-
Satış tarihi itibarı ile taşınmaz tapuda kayıtlı olup, TMK'nun 706, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 (818 sayılı BK’nun 213.m.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağı ve satın alana herhangi bir hak bahşetmeyeceği-
Dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarına göre davacı ve davalılar ayrı ayrı paya sahip ve davalılar murislerinden intikal eden çekişme konusu taşınmazlardaki payın satışını vaat etmiş olup, tarafların kardeşinin ise bekar ve çocuksuz olarak satış vaadi sözleşmeleri yapıldıktan sonra vefat ettiğinden davalıların murisi olan kardeşlerinden gelen miras paylarını da satış vaadi sözleşmesi ile davacıya devrettiklerinden söz edilemeyeceğinden; bilirkişiden satış vaadi sözleşmesinin tanzim edildiği tarih itibariyle murisin mirasçılarını ve paylarını gösterir şekilde yeniden rapor alınarak davalılara ait miras payı hesaplanarak yalnızca bu payların iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerektiği-
Davalı ve davacının taşınmazda paydaş olarak kullandıkları bir bölüm olduğundan, fiili bir kullanım biçiminin oluşup oluşmadığının taksim sözleşmesi de gözetilerek saptanması, fiili kullanma biçimi oluşmuş ise çekişmeli bölümün kimin kullanımına bırakıldığının belirlenmesi gerekeceği-
Elbirliği mülkiyetine konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemeyeceği- Davacı vekili, tescil isteklerinin kabul edilmemesi halinde ikinci kademede tazminat isteğinde bulunmuş olup, bu tür davalarda istek kalemlerinden birisi yerinde görülmezse ikinci kademedeki istemin incelenerek değerlendirilmesi gerektiği-
Kural olarak tapuda kayıtlı bulunan bir taşınmazın haricen satışının geçersiz olacağı ve böyle bir satışın, haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmeyeceği-
Harici satışın, taşınmazın tapulu olması nedeniyle TMK'nun 706, BK'nun 213 (TBK. m. 237), TK'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddesi gereğince geçersiz olması gerekeceği-
Tapulu taşınmazların satışının, TMK'nun 706, BK'nun 213 (6098 sayılı TBK'nun 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağı ve satın alana herhangi bir hak bahşetmeyeeceği-