Muris muvazaasına ilişkin uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi için, miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması gerektiği- Özellikle davanın kabulü halinde mirasçı sıfatı ile çekişmeli taşınmazda pay sahibi olabilecek dava dışı mirasçılardan mirasbırakanın oğlu beyanından çekişmeli taşınmazın davalı tarafından bedeli ödenerek satın alındığı dolayısıyla temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı anlaşıldığından, HMK. mad. 190. ve TMK. mad. 6. uyarınca davacının muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı sonucuna varılması gerektiği-
Satış vaadi sözleşmesine dayanan tarafın (davacının), satış vaadinde bulunan kişiye ve sonrasında davalıya taşınmazı temlik eden satış vaadi borçlusunun kızına karşı da satış vaadi sözleşmesinin geçerliliğini kanıtlaması gerekeceğinden bu kişilerin de da davada yer alması gerekeceği-
Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706. Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri-
Hakimin, davanın başında dava şartlarının mevcut olup olmadığını kendiliğinden (re'sen) araştırmak zorunda olması yanında; dava açılırken bulunmayan dava şartlarının yargılama sırasında tamamlanması halinde davanın esasına girerek sonuçlandırması gerekeceği-
Temlikten dört gün sonra 10.5.2011 tarihinde murisin Ziraat Bankası şubesindeki hesabına davalı tarafından tarla alım bedeli olarak toplam 8.000,00 TL yatırılmış ise de, bu paranın 12.5.2011 tarihinde muris tarafından banka hesabından çekildiği dosya içeriğindeki belgelerle sabit olduğu ve dava konusu taşınmazların mirasbırakan tarafından davalıya temlikinin bedelsiz, muvazaalı ve mirasçıdan mal kaçırma amaçlı olduğu, murisin bankadaki hesabına paranın yatırılması ve kısa sürede çekilmesinin muvazaalı işlemi gizlemeye ve yasal zemin hazırlamaya yönelik olduğu sonucuna varıldığından ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davanın reddine karar verileceği-
Taşınmazın aynı ile ilgili davalarda, çekişmenin birden fazla taşınmazla ilgili olması halinde 6100 sayılı HMK'nın 12/3.maddesi hükmü uyarınca taşınmazlardan herhangi birinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olması gerektiği-
Tapuda kayıtlı taşınmazların harici satışının TMK'nun 706, 6098 sayılı TBK'nun 237, 818 sayılı BK'nun 213, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağı ve satın alana herhangi bir hak bahşetmeyeceği-
Kademeli davalarda bu davaların niteliği gereği her iki istek konusunda mahkemece olumlu hüküm kurulması olanaksız olduğundan, tapu iptali ve tescil davası kabul edildiği takdirde alacak konusunda hüküm kurulmasının mümkün olmayacağı-
Dava konusu taşınmazda davacının da paydaş olduğu davanın konusunun (müddeabihin) davalılar payına isabet eden muhdesat değeri olduğu dikkate alınarak, hesaplanacak bu bedel üzerinden yargılama sonunda hükmedilecek nisbi orandaki karar ve ilam harcının aleyhine hüküm verilen taraftan alınması, aynı şekilde HMK nun 326/2.mad. uyarınca yargılama giderinin davalıdan tahsiline, yine yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf yararına nisbi tarife üzerinden avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Tapulu taşınmazların satışının TMK'nun 706, BK'nun 213 (6098 sayılı TBK'nun 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağı ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmeyeceğ-