Tapuda kayıtlı bir taşınmazın haricen satışının TMK'nın 706, BK'nın 213 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddesi hükümleri karşısında geçersiz olduğu, davacının taşınmaz satış bedelini davalıdan isteyebileceği-
Taşınır mallar ve alacakların zilyetliğinin devri konusunda bir geçerlilik şekli öngörülmediğinden, dava konusu otomobil ve parada olduğu gibi hukuken taşınır eşya niteliğinde sayılan değerlerin bağışlanması ya da bağış amacıyla bedelsiz olarak devredilmesi işlemi hukuken geçerli olacağından, muvazaa taleplerinin dikkate alınmayacağı, ancak koşulları gerçekleşirse tenkis talebinde bulunabileceği-
Salt Belediye Encümen kararına dayalı olarak yapılan tescil işleminin geçerli bir hukuki sonuç doğurmayacağı, geçersiz idari işleme dayalı tasarruflar bakımından bu tasarrufların öncelikle idari yargı yerinde kaldırılması cihetine gidilmesine dair bir zorunluluğun benimsenmesinin olanaklı olmadığı, uyuşmazlığın adli yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği-
Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından geçersiz olup, hukuken geçersiz sözleşmeden doğan uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme ilkelerine göre çözüleceği-
Miras bırakan ikinci evliliğini yapmadan mallarını ilk eşinden olan çocuklarına temlik ettiğinde; ikinci eş ve ondan olma çocuğun muvazaa talepleri ile tapu iptal istemlerinin dikkate alınması gerekeceği-
Kural olarak tapulu taşınmazın resmi memur önünde yapılmayan satışı geçerli değil ise de; Kat Mülkiyeti Kanunu'na tabi olarak yapılmakta olan bağımsız bir bölümü satın alan alıcı tüm borçlarını yerine getirmiş, satın aldığı yeri devralmış ve malik sıfatıyla zilyetliğini sürdürmüş ise, böyle bir yerin tapu kaydının iptali ile tesciline karar verilebileceği-
Kural olarak tapulu taşınmazların satış ve devirlerinin TMK.nun 706, Borçlar Kanununun 213, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26, Noterlik Kanununun 60/3 ve 89.maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuki sonuç doğurmayacağı, bu tür satışların mutlak butlanla batıl (yok hükmünde) sayılacağı-
Tapu kaydına dayanılarak açılan bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunul­mamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmeyip, olayda tescil isteği bulunmadığına göre, tescile yönelik dava açması için davacıya önel tanınması ve aç­tığı takdirde eldeki dava ile birleştirilerek sonu­cuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Tescil isteğinde bulunul­madığına göre, tescile yönelik dava açmaları için davacılara önel tanınması ve açtıkları takdirde eldeki dava ile birleştirilerek sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-