Zamanında o yerde hak iddia etmeyene davacının, tapuda pay satışı şeklinde yapılan işlem nedeniyle şufa hakkını kullanmasının objektif iyi niyet kuralı ile bağdaşmayacağı-
Yasanın verdiği bir hakkın kullanılmasının «hakkın kötüye kullanılması» olarak nitelendirilemeyeceği, uzun süre hak sahibi tarafından hakkın kullanılmamasının, uzun bir süre sesiz kalınmasının, haktan feragat anlamına gelmeyeceği–
Şuf’a bedeli, “satış günü tapuda gösterilen bedel”midir, yoksa “da-va tarihine göre belirlenecek bedel”midir? (satış tarihi ile dava tarihi arasında uzunca bir zaman geçmemişse, objektif değer artışı nazara alınmadan, davacının tapudaki satış bedeli ile tapu harç ve masraflarını, depo etmesi gerekeceği, buna karşın satıştan uzunca bir süre geçtikten sonra açılan şuf’a davalarında, davacının enflasyon gibi ekonomik ve objektif nedenlerle artan şuf’alı payın dava tarihindeki belirlenecek değerini tapu harç ve masrafları ile birlikte -depo etmesi gerekeceği- Şuf’a davasının, satışı izleyen üç ay (743 s. MK. döneminde, bu süre bir ay idi) içinde açılmış olması halinde, dava konusu taşınmazın (payın) “dava tarihindeki” değerinin değil, “tapuda gösterilen” satış bedelinin yatırılması gerekeceği -
Borçlanma bedelinin, Bağ-Kur’a iki yıllık yatırılma süresinin geçmesinden birkaç gün sonra yatırılması halinde Bağ Kur’un «ilgilinin hakkının düştüğünü» ileri sürmesinin “dürüstlük kuralları» (MK.2) ile bağdaşmayacağı–
Davacı şirketin, gereksinmesi olan gemi sacı için bedelini gönderdiği halde davalının edimini yerine getirmemesi karşısında ne gibi hareketlerde bulunacağını bildirdiği halde 5 yıl süreyle bir davranışta bulunmaması durumunda, davacı bu durumu kabul etmiyorsa, objektif iyiniyet kuralları gereği olarak başvuruda bulunmak yükümlülüğünün ortaya çıkacağı, davacının 5 yıl gibi uzun bir süre sessiz kaldıktan sonra ihtarname keşide etmesi geçen süreç için «sükutu ile duruma muvafakat ettiği» yönündeki iradesini açıkladığını kabul olunacağı, zira günlük yaşamımızda esas olması gereken objektif iyiniyet kuralının bu devamlı sükutun irade beyanı yerine geçmesini zaruri kılacağı–
Satışa çıkarılmış olan taşınırı/taşınmazı, önceki ihalede teklif ettiği bedelden (ileri sürdüğü peyden) daha az bedel ile satın alan alıcının bu davranışının iyiniyetle (MK.2) bağdaşmayacağı ve yapılan ihalenin feshini gerektireceği–
“Zimmete para geçirdiği” iddiası ile yönetici hakkında haksız şikayette bulunan kişinin, “hak arama hürriyetini kötüye kullanmış olması” (MK.2) nedeniyle manevi tazminatla sorumlu tutulması gerekeceği–
Babasının ölümü nedeniyle Emekli Sandığı tarafından kendisine maaş bağlanması için müracaat etmeyen kadının, kocasından almakta olduğu yoksulluk nafakasının arttırılması için dava açmasının «hakkın kötüye kullanılması» (MK.2) niteliğinde olduğu-