Boşanma kararına rağmen üç yıl daha karısı ile müşterek hayatı sürdüren ve daha sonra üç yıl önceki mali koşullarla boşanmayı sağlamak üzere, boşanma kararını tebliğe çıkaran kocanın bu davranışının MK. 2’de öngörülen “iyiniyet kuralları” ile bağdaşmayacağı– “Anlaşmalı boşanma” kararının verilmesinden sonra biraraya gelerek evlilik birliğini yeniden kuran eşlerin, üç yıl sonra aralarının açılması halinde, davacının önceki kararı davalıya tebliğ ettirmesinin iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı (verilen boşanma kararının bozulması gerekeceği) –
Bankaya verdiği ipotek karşılığında kredi kullanmış olan borçlunun, daha sonra kanunun yasak hükmüne dayanarak «ipoteğin geçersiz olduğunu» ileri sürmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olacağı–
Türk mahkemesinden alınmış boşanmaya ilişkin tanıma kararı kesinleşmedikçe tarafların Türk kamu düzeni açısından evli sayılacakları ve BK. 132/3’deki (şimdi; TBK. mad. 153/3) “evlilik süresince zamanaşımı işlemeyeceği" kuralının geçerliliğini koruyacağı, aksinin kabulünün ”iyiniyet kuralları" (MK. 2) ile bağdaşmayacağı–
Vekil ile sözleşme yapan (vekil edenin taşınmazını tapuda satın alan) kişinin, MK. 3 anlamında iyiniyetli olması (vekilin, vekalet görevini kötüye kullandığını bilmemesi veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak bulunmaması) halinde, vekil ile yaptığı sözleşmenin geçerli olacağı ve vekil edeni de bağlayacağı, ancak üçüncü kişinin vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde hareket etmiş olması halinde, vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmayacağı - “Vekalet görevinin kötüye kullanılması” hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında, “davalılar arasında el ve işbirliği bulunup bulunmadığı” hususunun araş-tırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği - Vekilin, vekaletnameye dayalı temsil yetkisini kasden vekalet verenin zararına, kendi-sinin ya da işbirliği yaptığı başka bir kişinin yararına kullanması halinde, yapılan işlemin temsil yetkisinin sınırları içinde kalsa dahi, vekalet vereni bağlamayacağı-
Açtığı boşanma davası reddedilen kocanın, karısı ile bir süre birlikte olduktan sonra, red kararını kesinleştirip -ve MK 134/son’daki üç yıllık sürenin geçmesini bekleyip- tekrar boşanma davası açmasının “hak- kın kötüye kullanılması” (MK.2) sayılacağı–
Cari hesap devrelerinin üç aydan aşağı olamayacağı ile ilgili düzenlemenin amacının daha kısa sürelerle bileşik faiz yürütülerek borçlunun durumunun ağırlaşması sonucunu doğuracak şekilde hükmün uygulanmasına engel olmak olduğu ve buradaki sürenin cari hesap faizlerinin üç aydan aşağı olmamak üzere ana paraya eklenmesi anlamına geldiği- Bankanın fahiş kazanç amacı ile faiz oranını tek yanlı artırma yetkisine dayanarak haklı görülmeyecek bir orana yükseltmesinin, hakkın suistimalini oluşturacağı ve sözleşme hükümlerinin uygulanmasında kredi müşterisinin MK. mad. gereğince korunması gerektiğinden, mahkemece yükselen faiz oranlarına göre bankanın haksız bir davranışta bulunup bulunmadığını saptamak, bu yönde ve hesabın katedildiği tarihte banka alacağının ulaştığı miktar yönünden uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak karar verilmesi gerektiği-
Resmi şekilde düzenlenmemiş devre tatil sözleşmesine konu taşınmazın alıcıya tesliminden sonra, satıcının «sözleşmenin geçersizliğini» ileri sürmesinin dürüstlük kuralına aykırı olacağı -
İpotek veren davalı şirketle davacı şirkete borçlu Karşeker A.Ş.’nin yöneticilerinin aynı olup bu iki şirket arasında organik bağ mevcut olması nedeniyle finansal kiralama sözleşmesi yapılırken ipotek veren davalı şirketin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçilmesi üzerine ipotek verme işleminin şirketin iştigal konusuna girmediği savunmasına sığınmasının MK’nun 2. maddesine aykırı olacağı–