Borçlanma istemiyle Bağ-Kur’a yaptığı başvurusundan sonra, beş yıl aşkın süre dilekçesi üzerine ne gibi işlem yapıldığını sormayan sigortalının iyiniyetli olmayan (MK.2) bu davranışından dolayı, borçlanma isteğinin kabulüne yönelik davanın reddi gerekeceği–
Tapulu taşınmazların tapu memuru huzurunda yapılmayan (harici) satış sözleşmeleri ile noterde yapılmayan satış vaadi sözleşmeleri geçersiz (MK. 634, Tapu K. 26, Not. K. 60) ise de, alıcının -sözleşme gereği- satış bedelinin tamamını/ bir kısmını ödemesine rağmen, satıcı davalının sattığı taşınmazın tapusunu vermekten kaçınması ve alıcının dava konusu taşınmazın dava tarihindeki kıymetinin tazminat olarak kendisine ödenmesini talep etmesi halinde, satıcının «aralarındaki taşınmaz satış sözleşmesinin şekil koşuluna uyulmamış olması nedeniyle geçersiz olduğunu (ve «alıcının sadece ödediği parayı geri isteyebileceğini)» ileri sürmesinin dürüstlük kuralına aykırı olacağı–
Koşulları olağanüstü şekilde değiştiren hallerin ortaya çıkması durumunda, edimler arasındaki denge bozulacağından, sözleşmeye tarafların sıkı sıkıya bağlı kalmalarını istemenin «objektif iyiniyet kuralları» (MK.2) ile bağdaşmayacağı–
“Hakların kötüye kullanılması yasağı” nın hukukun her alanında uygulanma niteliğine sahip olduğu, “şekle aykırılığı ileri sürme hakkı” için de bu yasağın bir sınır teşkil ettiği, daha önceki çeviri eserlerinde davalı yayınevinin değişiklik yaparak eserini yayınlamasına itiraz etmeyen davacının, daha sonraki çeviri eserinde «izni olmadan ekleme ve değişiklik yapılamayacağı»nı ileri sürmesinin MK. 2/II’ye ters düşeceği–
Borçlunun borçlanması karşılığı bilançosunun aktifinde yer alması gereken "mal" ya da "nakdin" bilançoda yer almamasının (görülmemesinin), borçlunun iyiniyetli sayılmamasını gerektireceği-
Bankaların -kredi sözleşmelerinde yer alan özel hükümler nedeniyle- kredi faiz oranlarını günün koşullarını dikkate alarak tek taraflı olarak belirleme (değiştirme) yetkisine sahip olmalarının BK’nun 19 ve 20. (şimdi; TBK.'nun 26 ve 27.) maddelerine aykırılık teşkil etmediği ancak bir «güven kurumu» olduklarından, bu yetkilerini MK’nun 2. maddesi çerçevesinde «dürüstlük kuralları»na göre kullanmaları gerekeceği–
Aleyhine boşanma davası açılan kadının bir taraftan «evlilik birliğinin önceki boşanma davasının reddinden sonra yeniden kuruldu-ğunu»belirtirken, diğer taraftan «davacıdan icra kuralı ile nafaka alacağını teksil etmesi»nin, «iyiniyet kuralları» (MK.2) ile bağdaşmayacağı (ve kadının «evlilik birliğinin yeniden kurulduğu» iddiasının samimi olmadığını göstereceği)–
«Evlilik akdinin mutlak butlan nedenîyle iptaline» ilişkin kararın kesinleşmesinden önce akıl hastası olan eşin ölümü halinde, sağ kalan eşin -iyiniyetli olup olmadığına bakılmaksızın- ona mirasçı olabileceği -
Borcun doğumundan sonra, borçlunun kendisine ait işyerini, içindeki ticari mallarla birlikte devretmesinin, «alcaklarına zarar verme kasdı ile» hareket ettiğini ve devralanın da «kötüniyetli olduğunu » göstereceği, üçüncü kişinin bu karinenin aksini ispat etmesi gereceği-
İdarenin açtığı “bedel indirim davası”nda kamulaştırmayı öğrenen malilerin, usulsüz tebligat nedeniyle hak düşürücü süre geçtikten sonra “bedel arttırımı davası” açmasının «iyiniyet kuralları» ile (MK.2) bağdaşmayacağı –