Dosyaya ibraz edilen satış vaadi sözleşmesi başlıklı belge, harici satışın belgesi niteliğinde olup, sözleşmeye konu kısmın keşfen çekişmeli kısmı kapsadığının saptandığı, gerçekten de TMK’nun 706,BK’nun 213 ve 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26. maddesi hükmü uyarınca tapulu olan taşınmazın haricen yapılan satışına hukuki değer verilemez ise de,TMK’nun 994. maddesi hükmü uyarınca sahibi lehine harici satış bedeli kendisine ödeninceye kadar taşınmazı alıkoyma, yani hapis hakkı sağlayacağı-
Geçersiz sözleşme sonucunda kayıt malikine bir bedel ödenmiş bulunması halinde, satış bedeli kendisine iade edilinceye kadar ödeyen yararına hapis hakkı tanınması olanağının doğacağı,yani; harici satışın,satın alana mülkiyet hakkı sağlamaz ise de kişisel hak sağlayacağı-
Tapulu olan taşınmazların temlikinin 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. Maddesi TMK'nın 706 ve Noterlik Kanununun 60. maddesi hükmü gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken değer taşımayacağı harici satış satın alana mülkiyet hakkı sağlamaz ise de böyle bir olgunun saptanması halinde kişisel hak sağlayacağı ve bu kişisel hakkında TMK'nın 994. maddesinde öngörülen hapis hakkı olacağı haricen satın alanın arsa malikine ödemiş olduğu satış bedelinin kendisine iade edilinceye kadar taşınmazı alıkoyma hakkı bulunduğu-
Üzerinden hapis hakkı tanınacak tutarın haricen satın alma bedeli olması gerektiği gözetilmeden, taşınmazın keşif tarihindeki değeri üzerinden hapis hakkı tanınmasının doğru olmadığı-
Davalıların taşınmazı haricen satın aldıklarının ve Fahrettin ile davacı B.'in taşınmazda paydaş olduklarının kayden sabit olduğu, davalılar, dava dışı paydaş Fahrettin ile aralarındaki sözleşmeye dayalı harici satış bedelinden kaynaklanan kişisel hakkını kendi bayiilerine karşı ileri sürebileceklerinden davacının mülkiyet hakkı karşısında haricen satın almaya (kişisel hakka) değer verilemeyeceği, bu durumda TMK’nun 683. maddesinden kaynaklanan davacının mülkiyet hakkına değer verilerek mutlak olarak elatmanın önlenmesinin ve yıkım isteklerinin kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
E.tmanın önlenmesi isteğinin koşula bağlanması doğru değildir. Kayda üstünlük tanınarak Türk Medeni Kanunu'nun 683. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkına değer verilerek mutlak surette elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Harici satın almaya yönelik savunmanın değerlendirilmesi, kanıtlanması halinde sözleşmesinin lehdarına hapis hakkı sağlayacağı düşünülmek ve Türk Medeni Kanununun 994. maddesi hükmü de dikkate alınarak hapis hakkı tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesi gerekeceği-
Haricen yapılan taşınmaz mal satışından dönüldüğünde; satış bedeli kendisine geri verilmeyen taraf, parası iade edilinceye kadar yararlandığı ürünlerin bedelini ve ecrimisil ödemekle yükümlü bulunmadığına nazaran taşınmazı kullanmasından dolayı kötü niyetli ve haksız işgalci (fuzuli şagil) sayılamayacağına göre, ecrimisil isteğinin reddi ile, gerek harici satıştan kaynaklanan ve gerekse varsa faydalı ve zorunlu giderler bakımından TMK’nun 994. maddesi uyarınca davalı lehine hapis hakkı tanınması gerekeceği-
06.01.2011 tarihinde davalıya tebliğ edilen ihtarname ile dava konusu taşınmazın boşaltılması için davalıya 15 gün süre verilmiş olması, bu sürenin son gününün de dava tarihine denk gelmesi nedeniyle davacının ecrimisil isteminin reddinde ve mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak elatmanın önlenmesine karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yok ise de; Türk Medeni Kanunu’nun 994. maddesinin iyiniyetli zilyede (veya haleflerine) faydalı ve zorunlu masraflar bedeli kendilerine ödeninceye değin taşınmazı elinde tutma hakkı tanıdığı-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin davada, elatmanın önlenmesi isteğine yönelik olarak dava değeri belirlenerek, harç ikmalinin sağlanıp, ondan sonra işin esası bakımından bir hüküm kurulacağı- Davalıların bir taraftan iyiniyetli kabul edilerek lehlerinde TMK. mad. 994. uyarınca hapis hakkı tanınırken, diğer taraftan kötüniyetli zilyedin taşınmaz malikine ödemekle yükümlü olduğu ecrimisile hükmedilmesinin çelişkili olduğu-