Davacının fazla mesai, milli bayram-genel tatil çalışma ücret tahakkuku bulunan bordroları ve bunlara ilişkin puantajları ihtirazi kayıtsız imzaladığından, tahakkuk edilenden daha fazla çalıştığı konusunda yazılı delil de sunmadığından fazla mesai ve milli bayram-genel tatil çalışma ücret taleplerinin reddinin gerekeceği- 1086 sayılı HUMK döneminde açılan davada açıkça ya da “sair delil” “her türlü yasal delil” ibaresi ile yemine deliline dayanan taraf, 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra dahi kendisine yemin teklif etme hakkı olduğunun hatırlatılması gerektiği halde hatırlatılmadığını temyiz edebileceği-
Denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile bazı haftalarda toplam 45 saati aşsa dahi bu çalışmaların fazla çalışma sayılmayacağı- Kural olarak 24 saat çalışan işçinin günde 14 saat çalışacağının kabul edileceği, ancak bu durumda da günde 11 saati aşan çalışmaların fazla çalışma sayılacağı- Sağlık hizmetinde çalışan işçinin hafta içindeki 15 saatlik çalışmasında 3 saat; hafta sonu 24 saatlik nöbetinde ise 4 saat dinlenme arası vereceğinin kabulü gerekeceği- Otel, lokanta, eğlence yerleri gibi işyerlerinde müşterilerin hesap pusulalarına belirli bir yüzde olarak eklenen paraların, işverence toplanarak işçilerin katkılarına göre belli bir oranda dağıtımı şeklinde uygulanan ücret sistemine “yüzde usulü ücret” denildiği, yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde fazla çalışma ücretinin, 4857 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde öngörülen yönetmelik hükümlerine göre ödeneceği; İşverenin, yüzde usulü toplanan paraları işyerinde çalışan işçiler arasında, Yüzdelerden Toplanan Paraların İşçilere Dağıtılması Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre eksiksiz olarak dağıtmak zorunda olduğu, fazla çalışma yapan işçilerin fazla çalışma saatlerine ait puanlarının normal çalışma puanlarına ekleneceği (Yönetmelik Md. 4/1.); Yüzdelerden ödenen fazla saatlerde, çalışmanın zamsız karşılığı ile zamlı olarak ödenmesi gereken ücret arasındaki farkın ödeneceği, zira yüzde usulü ödenen ücret içinde fazla çalışmaların zamsız tutarı ödenmiş olacağı, dolayısıyla, yüzde usulü ya da parça başı ücret ödemesinin öngörüldüğü çalışma biçiminde fazla çalışmaların, saat ücretinin % 150 zamlı miktarına göre değil, sadece % 50 zam nispetine göre hesaplanması gerekeceği- Davacının (mikser şoförü) fazla çalışma ücreti %150 zamlı olarak hesaplanmışsa da, davacı yaptığı fazla mesailerin zamsız karşılığını almış olduğundan, net ücretin brütü ile yıllara göre değişen miktarlarının tespit edilerek %50 zamlı kısmı hesaplanıp hüküm altına alınması gerekeceği-
Davacının fazla mesaisinin her bir saatinin normal ücret kısmının bahşiş ile karşılandığı gözönüne alınarak, sadece sabit maaş üzerinden hesaplanacak %50 zamlı kısmının hesaplanarak hüküm altına alınması gerekeceği-
Üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren başka bir yönetici ya da şirket ortağı bulunması halinde işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceği, işçinin yasal sınırlamaları aşan çalışmaları için fazla çalışma ücreti talep hakkı doğacağı-
İşçinin imzasını taşıyan bordronun sahteliği ispat edilmediği sürece geçerli yazılı delil olduğu, yani bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiğinin varsayılacağı, ve ayrıca imzalı olmayıp işçiye ait banka hesabına yatırıldığı anlaşılan ayların fazla çalışma hesabında ayların dışlanması gerektiği-
Ödenen miktarın hangi alacak kalemlerine ilişkin olduğu taraflardan sorulmak ve gerekirse işyeri kayıtları araştırılmak suretiyle netleştirilmesi, yine işyeri kayıtlarına göre davacının ödenmeyen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti, ücret alacağı, hafta tatili alacaklarının hesabı yaptırılarak sözleşmedeki toplam miktarın denetlenmesi, sözleşme ile ödenen miktarın içinde fazla çalışma ücreti olup olmadığı bu şekilde belirlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir başka yöneticinin bulunduğu anlaşıldığından bu halde işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceği, Toplu İş Sözleşmesinde belirlenen süreyi aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti talep hakkı mevcut olarak kabul edilmesi gerektiği, davacı işçinin fazla çalışma süresinin işveren kayıtlarına dayanan yazılı belge ile kanıtlandığı gözetilerek hakkaniyet indirimi yapılmaksızın hüküm kurulması gerektiği-
Davalı tanığı beyanında, "bahçe şefi olarak çalıştığını ve davacının kendisinin personeli olduğunu, davacıya işlerin yoğun olması ve fazla çalışma yapılması gerektiğini bu nedenle ilerleyen günlerde kaldırılan haftalık izinlerinin verileceğini söylemesine rağmen davacının bunu kabul etmeyerek işe gelmediğini bildirdiği"nden, iş akdinin iş koşullarındaki esaslı değişiklik nedeni ile davacı tarafından haklı olarak feshedildiği anlaşılmış olup, haklı nedenle de olsa iş akdini fesheden tarafın ihbar tazminatı talep edemeyeceği gözetilerek kıdem tazminatının hüküm altına alınması ve ihbar tazminatı talebinin reddedilmesi gerektiği- Davalı tarafın 3'lü vardiya halinde çalışıldığını savunmasına karşın davalı tanıklarının vardiyalı çalışma yapıldığı yönünde beyanları bulunmamakta olup, davacının amiri pozisyonunda olan davalı tanığı beyanında "davacının fazla mesai yaptığını ancak karşılığında izin verildiğini" bildirdiğinden ve davacının fazla mesai karşılığında izin kullandığına veya fazla mesai ücretlerinin ödendiğine ilişkin herhangi bir belge bulunmadığından, fazla mesai yaptığını iddia eden davacının bu iddiasını ispat etmesine karşın fazla mesai ücretlerinin ödendiğini veya fazla çalışmanın karşılığında serbest zaman kullandırıldığını ispat yükü kendisine düşen işveren usulüne uygun olarak yazılı belge ile ispatlayamamış olduğundan, fazla mesai alacağının reddedilmesinin hatalı olduğu- Genel tatillerde çalıştığını iddia eden işçinin iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğu- Fazla çalışma yapan işçiye bu çalışmaları karşılığında serbest zaman kullandırılabileceği, ancak genel tatillerde çalışma yapılması halinde karşılığında izin kullandırılabileceğine ilişkin benzer bir yasal düzenleme bulunmadığı- Davacı işçiye genel tatillerdeki çalışması karşılığında izin kullandırıldığına dair herhangi bir belge de yer almadığından, davacının genel tatil günlerinde çalıştığı ve karşılığının ödenmediği anlaşıldığından bu talebin kabulü gerektiği-
Davacının işe gelmediği günlerden sonra da devamsızlık yaptığı ve devamsızlık olgusunun devam ettiği anlaşıldığından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği- Davacının iş sözleşmesinin feshine yetkili olan makam (organ) tespit edilmeden bu organın bilgisine devamsızlık olgusunun hangi tarihte ulaştığı belirlenmeden ve işyerinde iş sözleşmesinin feshine yönelik olarak özel bir prosedür öngörülüp öngörülmediği dahi saptanmadan sürenin geçtiğinden bahisle karar verilmesinin isabetsiz olduğu; davacının devamsızlığının tutanak tarihlerinden sonra da devam edip etmediği, devamsızlığın hangi tarihte feshe yetkili makama bildirildiği duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilerek karar verilmesi gerektiği- Bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti hesaplanırken davacının talebi doğrultusunda hesaplama yapıldığı belirtilmiş ise de ; davacı dava dilekçesinde haftanın 6 günü 08:00-18:00 saatleri arasında çalıştığını iddia etmiş, ancak bilirkişi raporunda hatalı değerlendirme ile davacının haftanın 6 günü, günlük 12 saat mesaisinin olduğu kabul edilerek sonuca gidilmiş olup, mahkemece, bu husus gözetilerek yeniden değerlendirme ile bir karar verilmesi gerektiği-
İşyeri kayıtlarının, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgelerin, işyeri iç yazışmalarının, ücret bordrolarının delil niteliğinde olduğu, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerektiği-