Kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, 2009 yılı Nisan-Mayıs-Haziran ayları ile Temmuz ayından 6 günlük ücret alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Yıllık izin ücreti alacağı ile ilgili önceki hükmün kesinleştiğinden bahisle " Yıllık izin ücreti alacağı talebinin reddine yönelik karar kesinleştiğinden ayrıca hüküm kurulmasına yer olmadığına" şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğu-Miktarla ilgili çelişki yapılarak ve infazda da tereddüt oluşturarak hüküm kurulmasının bozma nedeni olduğu-
HMK.mad.25. ve 26.'ya aykırı olarak davacı tarafın ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağı talep miktarları aşılarak fazla miktarda karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Dava dilekçesinde, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının tahsiline karar verilmesi talep edilmesine rağmen mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin HMK.mad.297/2'ye aykırı olduğu- Bilirkişi raporunda fazla mesai, hafta ve genel tatil çalışması konusunda hesap yapılırken sadece davacı tanık anlatımlarının dikkate alındığı ancak davalı iş yerinde belirli tarih aralığında çalıştığı anlaşılan davacı tanıklarının anlatımı davacının tüm dönemleri için varsayıma dayalı değer verilerek fazla çalışma yapıldığının kabul edilmesinin isabetsiz olduğundan davacı tanıklarının iş yerinde çalıştığı dönemler açıkça tespit edilerek çalışma dönemleriyle sınırlı olarak fazla çalışma,hafta ve genel tatil ücreti miktarı belirlenmesi gerektiği- Davacının hastalık, mazeret ya da izin gibi sebeplerle yılın tamamında aynı şekilde çalışamayacağı kabul edildiğinden tanık beyanlarının esas alınarak hesaplanan alacaklardan dosya içeriğine ve çalışma süresine uygun düşecek yüzde otuzdan aşağı olmamak üzere bir oranda hakkaniyet indirimi uygulanması gerektiği- Islahla talep edilen fazla mesai tatili ücreti alacağından, ıslah tarihinden geriye doğru beş yılın dışında kalan kısmı zamanaşımına uğradığından ıslahla talep edilen ve zamanaşımına uğramayan alacakların hüküm altına alınması gerektiği- Hüküm fıkrasının, ihbar tazminatı,fazla mesai ve izin alacağının bürüt-net olarak karar verilmesi infazda tereddüde yol açabileceğinden isabetsiz olduğu-
Dayanağı 3153 s. "Radyoloji, Radiyom ve Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanun" olan "Radyoloji, Radyom ve Elektirikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Nizamme"nin 21. maddesine göre; röntgen ve radyom ile daimi olarak haftanın beş günü, günde beş saatten fazla çalışılamayacağı, röntgen muayenehanelerinde pazardan maada ayrıca bir gün daha öğleden sonra tatil yapılması gerektiği- 3153 s. K.'a 5947 s. K.'la; 30.01.2010 tarihinde yapılan değişiklikle getirilen, ek 1. maddeye göre; iyonlaştırıcı radyasyonla teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerler ile, bu iş veya işlemlerde çalışan personelin haftalık çalışma süresinin 35 saat olduğu- Davacının radyoloji teknikeri olarak, 30.01.2010 tarihine kadar haftalık 27,5 saat, bu tarihten sonra ise haftalık 35 saatlik çalışma esasına tabi olduğu ve anılan Kanun hükümleri dikkate alınarak saat ücretinin belirlenmesi ve buna göre fazla mesai ücret alacağının hesaplanması gerektiği-
İşçinin tek taraflı izine çıkarılmasının iş akdinin feshi anlamına geldiği- M.lik işte ya da askı süresi sonunda işçinin işe çağrılmamasının fesih anlamına geldiği- Fesih bildiriminin yazılı yapılması gerektiği, ancak bu koşulun geçerlilik değil, ispat koşulu olduğu- İşverenin feshinin ardından henüz ihbar tazminatı ödenmeden işçinin emeklilik başvurusunda bulunmasının işveren tarafından gerçekleştirilen feshi ortadan kaldırmayacağı- İş Kanunundaki bildirim sürelerinin kısaltılamayacağı ve ortadan kaldırılamayacağı- Bildirim süresinin en fazla ihbar tazminatı ve kötüniyet bildirimi süreleri kadar uzayabileceği- İş sözleşmesini haklı nedenlerle fesheden tarafın fesih haklı nedene dayansa dahi ihbar tazminatı alamayacağı-
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçinin bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu- İşçinin imzasını taşıyan bordronun sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğinde olduğu, bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği- Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğinde kabul edildiği- Fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerektiği- Herkesçe bilinen genel bazı vakıaların da bu noktada gözönüne alınabileceği- İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığının araştırılması gerektiği-
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu, bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiğinin varsayıldığı-Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğinde olduğu, ancak fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerektiği- İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılması gerektiği-
Haftalık kırk beş saati aşan çalışmaların fazla çalışma sayılacağı- Davacının hangi görevi hangi dönemlerde yerine getirdiği hususunda tespit yapılmasının ardından, mahkemece alınacak bilirkişi raporunda, işçinin çalışma düzenini gösterir belge olan dönem için bu belgelerin her birindeki saatlere göre ve alacak işverence tutulmuş belgeye dayanılarak hesaplandığından indirimsiz olarak ve belge bulunmayan dönemler için tanık beyanlarına göre ve uygun bir indirime gidilerek alacak hakkında bir hüküm kurulması gerektiği-
Davacının sabit ücretin yanı sıra sefere ve kat edilen kilometreye göre prim aldığının dosya içeriğinden anlaşıldığı, bu nedenle fazla çalışma ücretinin zamsız kısmının yüzde usulü ödenen ücretler içinde ödendiği kabul edilmeli ve hesaplamanın sadece % 50 zam kısmına göre yapılması gerektiği -Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ücretin asgari ücrete kadar olan kısmı için % 150 zamlı ücrete göre hesaplama yapılmış, asgari ücretin üzerinde yapılan ödemeler için ise % 50 zam kısmına göre fazla çalışma hesabına gidildiği, ücretin sabit olan ve yüzdeye ait kısmının bu şekilde ayrıştırılması ile hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, Sabit ücret ve yüzdelerden oluşan ücretin tamamı hesaplamaya esas alınması ve fazla çalışma ücreti, sadece % 50 zam kısmına göre belirlenmesi gerektiği-Gerekirse bu yönde ek hesap raporu alınarak bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Yüzde usulü ya da parça başı ücret ödemesinin öngörüldüğü çalışma biçiminde fazla çalışmaların, saat ücretinin % 150 zamlı miktarına göre değil, sadece % 50 zam nispetine göre hesaplanması gerekeceği, fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği ancak, fazla çalışmanın takdiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmeyeceği- Davacının sabit ücretin yanı sıra sefere ve kat edilen kilometreye göre prim aldığı, bu nedenle fazla çalışma ücretinin zamsız kısmının yüzde usulü ödenen ücretler içinde ödendiğinin kabul edilmesi ve hesaplamanın sadece % 50 zam kısmına göre yapılması gerektiği-