Bir ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamının veya önemli bir kısmının -örneğin; borçlu şirketin tek malvarlığı olan taşınmazının ya da borçlu şirket adına kayıtlı iki kamyonun veya borçluya ait bir otobüsün devir veya satışı halinde davalı satın alanların, borçlunun ızrar kastını bildiklerinin karine olarak kabul edileceği, alacaklı lehine olan bu karinenin aksinin borçlu tarafından kanıtlanması gerekeceği-
Davalı (borçlu) kooperatifin, davacıya olan kesinleşmiş borcunu ödemeden ortaklarına tapuda devir yapması ve borcunu ödememesinin iyiniyetli bir davranış olarak kabul edilemeyeceği, kooperatifin ortakları olan diğer davalıların "borcun varlığını bilmesi gereken kişiler" olmaları nedeniyle borçlu kooperatifin bu kişilere yapmış olduğu tasarrufun İİK. 280 uyarınca iptali gerekeceği-
Tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için, davacı alacaklının alacağının gerçek bir alacak olması gerektiği- Mal varlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıy­la yaptığı tüm işlemlerin, borçlunun içinde bulunduğu malî durumunun ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebileceği-
İİK.nun 280. maddesinde borçlunun yakın hısımları aleyhine bir karinenin öngörülmüş olduğu, bu karineye göre maddede saptanan derecede yakınlığı bulunanların, borçlunun zarar verme kastını bildiğinin varsayıldığı-
Davalının, borçlu ile hukuki işlemde bulunan kişi olmaması -dördüncü kişi olması- halinde, hakkında İİK.nun 278. maddesinin değil, İİK. 282. maddesi vasıtasıyla İİK.nun 280. maddesinin uygulanacağı, bu durumda "bu davalının kötüniyetli olduğu"nun davacı alacaklı tarafından kanıtlanması halinde lehine yapılan tasarrufun iptali gerekeceği–
İşlem tarihinden itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflâs yoluyla takip yapılmış olması koşuluyla İİK. 280 uyarınca tasarrufun iptâline karar verilebileceği–
Borcun varlığının ileriki bir tarihte kesinleşmesinin, üçüncü kişinin takp borçlusuna daha sonra borçlandığını göstermeyeceği- Borç ve alacak ilişkisinin tespitinde, daima birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin baz alınarak saptanacağı-