Gerek İİK'nın 277 ve devamı maddeleri, gerekse TBK'nın 19. maddesi kapsamında açılan tasarrufun iptali davalarının tasarrufun aynına ilişkin olmayıp alacağın tahsiline yönelik şahsi nitelikte davalar olduğu- Bu davalarda, davanın kabul edilmesi halinde, davacı alacak ve eklentileri ile sınırlı olmak üzere tasarruf işleminin iptaline karar verileceğinden, tasarruf konusu mal üzerine ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği- 'İhtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir" talebinin dayanağının bulunmadığı-
Bonolardaki geçersizlik iddiasının imza inkarı dışında bir nedene dayanması durumunda İİK'da özel bir düzenleme bulunmadığından HMK'nun 209/1. maddesi ile HMK'nun 389 vd. maddeleri nazara alarak takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesinin mümkün olduğu- Eldeki davada, HMK'nun 209. maddesinin uygulanması için iddianın somutlaşmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin reddine karar verilmiş ise de, değişen delil durumuna göre yargılamanın her aşamasında tedbir kararı verilmesi, tedbirin kaldırılması veya değiştirilmesi mümkün olduğundan, delil durumuna göre tedbirle ilgili yeniden karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı- İlk Derece Mahkemesinin davacının sahtecilikle ilgili iddialarının açılan ceza davalarıyla somut hale geldiğini değerlendirmeden davacının HMK'nun 209. maddesi uyarınca icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermesinin yerinde görülmediği-
Değişen delil durumuna göre yargılamanın her aşamasında tedbir kararı verilmesi, tedbirin kaldırılması veya değiştirilmesi mümkün olduğundan, delil durumuna göre tedbirle ilgili yeniden karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, ilk Derece Mahkemesinin davacının sahtecilikle ilgili iddialarının açılan ceza davalarıyla somut hale geldiğini değerlendirmeden davacının HMK 209. maddesi uyarınca icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermesinin yerinde görülmediği-
Alacaklı banka tarafından kredi borcunun ödenmememesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığı ve dava açılmadan ihtiyati tedbir talep edildiği, dava açılmadan İİK'nun 72. maddesi uyarınca takibin durması ya da icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilemeyeceği gibi, İİK'nun 72/3. maddesi uyarınca icra takibinden sonra takibin durdurulması niteliğinde satışın durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği-
Tedbire konu bononun verilecek danışmanlık hizmeti kapsamında teminat amaçlı verildiği, ancak söz konusu hizmetin verilmediği iddiası ile ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş ise de; dosyaya ispata elverişli delil sunulmadığından HMK'nun 389. maddesi uyarınca, yaklaşık ispat koşulu gereçekleşmediği görülmekle, mahkemece verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmediği-
HMK.nun 389/1 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı, ancak dava konusu hakkında verilebileceği, TBK.19 ve İİK. 277 vd uyarınca açılan davalar ayın ile ilgili olmayıp, alacaklıya, alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikte davalar olduğundan, tasarrufa konu mallar üzerine ihtiyati haciz konulabileceği (İİK.281/2)- koruma tedbiri istemine konu taşınmazların aynı uyuşmazlık kapsamında bulunmadığından ve İİK. mad. 281/2 hükmünde ihtiyati haczin düzenlenmiş olduğundan, ihtiyati tedbir istemi yerinde olmadığı-
Uyuşmazlık konusunun "para" olduğu gözetildiğinde, dava dilekçesinde İİK'nin 281/2'nci maddesinin uygulanmasını talep etmesine rağmen ihtiyati tedbir talebinde bulunan davacı vekilinin kastının "ihtiyati haciz" olduğu anlaşılmaktadır.İİK'nin 281/2'nci maddesi ile aynı kanunun 257 ve devamı maddelerinde ön görülen ihtiyati haciz kararları, konuları ve sonuçları itibarıyla birbirinden farklıdır. Zira İİK'nin 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali davası sabit olduğu takdirde alacaklı tasarrufa konu mal üzerinde cebri icra yoluyla hakkını alma yetkisini elde eder. Davanın konusu taşınmaz ise 3'üncü kişi üzerindeki kaybın düzeltilmesine gerek olmaksızın taşınmazın satış ve haczini isteyebilir, İİK'nin 281/2'nci maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararından sonra ilgili tasarrufun iptali davası kabulle sonuçlandığı takdirde alacaklı ayrıca bir icra takibi başlatmasına gerek olmadan iptal davası açılamadan önce başlatılan icra takibinden alacağını tahsil edeceğinden bu ihtiyati haciz kararı İİK'nin 257 ve devamı maddelerinde yer alan ihtiyati hacizden farklıdır. Hemen belirtmek gerekir ki İİK'nin 257 ve devamı maddelerine göre alınan ihtiyati haciz kararları sonrası dava alacaklı lehine sonuçlandığı takdirde aynı kanunun 264/3'üncü maddesine göre alacaklının 1 ay içerisinde takip talebinde bulunma zorunluluğu bulunmasına karşın, az önce belirtilen nedenlerle İİK'nin 281/2'nci maddesinde ön görülen ihtiyati haciz kararı için böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Borçlunun sahtelik nedenine dayalı olarak açtığı menfi tespit davası, İİK'nun 72. maddesi kapsamında bir dava olup, anılan maddedeki usule göre mahkemeden alınacak ihtiyati tedbir kararı ile icra takibinin durdurulabileceği- Sahtelik nedeniyle açılan menfi tespit davasının, Cumhuriyet Savcılığı'na aynı nedenle yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan davada kendiliğinden icra takibini durdurmayıp, bekletici mesele yapılamayacağı- HMK'nun 209.maddesi uyarınca icra takbinden sonra açılan menfi tespit davası bakımından takibin durdurulması mümkün olmadığı gibi somut uyuşmazlık bakımından tedbir hükümlerinin İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlendiği, HMK'nun 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir şartlarının ise bulunmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu-
Uyarlama davalarında, kira bedelinin tedbir yoluyla belirlenebileceği- Mahkemece, Covid-19 nedeniyle kira sözleşmesinin uyarlanmasını talep eden kiracı şirkete ait defter ve kayıtlar getirtilerek, gerektiğinde muhasebeci bilirkişiden rapor aldırılarak, Devletten kira yardımı alıp almadığı araştırılarak, dava tarihi itibariyle düzenleyici mahiyette tedbir talebinin değerlendirilmesi gerektiği-
Tedbir ara kararı ilam niteliğinde olmadığından ilamlı icra takibinde bulunulamayacağı-  (Konkordato talepli davaya bakan) ticaret mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının infazı ile ilgili isteğin ilamlı icra yolu ile infaz edilemeyeceği, tedbirin infazı için icra müdürlüğü veya yazı işleri müdürü veya bir başka adliye görevlisinin infaz memuru olarak tayin edileceği- İhtiyati tedbir kararlarının esasına ve infazına yönelik şikayetlere tedbir kararını veren mahkemece bakılması gerektiği- Tedbir kararına dayalı olarak takip başlatılması halinde takibin iptaline yönelik şikayeti inceleme görevinin icra mahkemesine ait olduğu-