Dava, katılma alacağı isteğine ilişkin bulunduğuna göre, davalının edinilmiş malının değerinden varsa bu mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin yarısı katılma alacağı olarak hesaplanarak hüküm kurulmasının gerekeceği- Kişisel malın satım bedelinin tapu senedinde gösterilenden fazla olduğu iddiasının diğer eş tarafından açılan katılma alacağı davasında her türlü delil ile kanıtlanmasının mümkün olduğu-
Evliliğin boşanma ile sona ermesi nedeniyle mal rejiminin tasfiye edilerek tapu iptali ve tescil istemli davanın aile mahkemelerinde, aile mahkemeleri kurulmayan yerlerde ise o yerde bulunan asliye hukuk mahkemelerinde -aile mahkemesi sıfatıyla- görüleceği-
2003 yılında inşaata başlandığı tarihte davacı tarafından elde edilen gelir edinilmiş mal olup davacı lehine katılma alacağı doğurabilirse de katkıdan kaynaklanan değer artış payı alacağı doğurmadığına, dava da katkı payı (değer artış payı) alacağı istenmekte olup katılma alacağı ile ilgili bir talep de bulunmadığına göre bina ile ilgili talep bakımından davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Davalı evlilik birliği boyunca tarım ve hayvancılık faaliyeti ile uğraşmış, davacı da bu faaliyetinde davalıya yardımcı olmuş ise de gelir getirici bu faaliyetin davacı adına yapılmadığı, hayvanlar, tarımsal arazi ve traktör davalının babasına ait olduğundan, davalı tarafından 743 sayılı TKM.nin yürürlükte olduğu dönem içinde edinilmiş bir mal varlığı bulunmayıp katkı payı alacağının reddinin doğru olduğu-
Davanın, katılma alacağına ilişkin olduğu, mahkemece bağış olarak kabul edilen devir tarihine kadar yapılan tüm ödemelerin ve o tarihteki taşınmazın inşaat durumunun belirlenmesinin, bu ödemelerin toplam ödemelere oranının davalının kişisel malı olarak kabul edilmesinin, davacının ancak, kooperatifin bu tarih sonrası kısmının ve yapılan ödemeleri üzerinde usulüne uygun şekilde belirlenecek artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkının bulunduğunun gözetilmesinin gerektiği-
Taşınmazların edinme tarihleri itibarıyla taraflar arasında 743 sayılı TMK.nin 170. maddesine göre mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu ve davacının talebinin katkı payı alacağı niteliğinde olduğu, taraflar arasındaki bu uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmasının gerekeceği-
Davacının ev hanımı olduğu ve gelir elde etmediği ancak ailesi tarafından ödemelere katkıda bulunulduğu iddia edildiğine göre, dava konusu taşınmazla ilgili 1.1.2002 öncesi yapılan ödemelere katkısını ispat ettiği takdirde bu ödemeler bakımından katkı payı alacağı talep etme imkanının bulunduğu; bunun yanında 1.1.2002 tarihinden boşanma dava tarihine kadar yapılan ödemeler üzerinde ise gerek ailesinin ödemelere katkısını ispat ettiği takdirde değer artış payı alacağı, bunun dışında kalan ve usulüne uygun şekilde (TMK.nun 219, 231 ve 236. maddelerine göre) belirlenecek artık değer üzerinde de yarı oranda katılma alacağı hakkı olduğu-
Sözleşmeyle başka rejim seçilmediğinden eşler arasında yasal “edinilmiş mallara katılma” rejiminin geçerli olduğu, eşlerden birinin, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olacağı, katılma rejiminde; eşlere tanınan bu hakkın, ayni bir hak olmayıp, alacak niteliğinde şahsi bir hak olduğu, bu tür davalarda, eklenecek değerlerden ve denkleştirmeden elde edilen miktarların da dahil olmak üzere edinilmiş malın toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin yarısı üzerinden tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanmasının ve davacının, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında değer artış payı alacağı bulunduğunun dikkate alınmasının gerektiği-
Tarafların evliliği hukuken devam ettiğinden, mal rejiminin sona ermediği bu sebeple davanın görülebilirlik koşulunun gerçekleşmeyeceği-