Kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm kesinleşmiş olmakla, davalı-davacı kadının katkı payı ve katılım alacağı istemi incelenebilir hale gelmiş olduğundan bu istekle ilgili olarak delillerin toplanıp sonucu uyarınca olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilmiş mallarla ilgili katkı payı alacağı davalarının 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu-
Dava katkı payı alacağına ilişkin olmayıp, sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak açılan alacak davası olduğundan aile mahkemesinde görülemeyeceği-
Katkı payı alacağı davasında, mahkemece yapılacak iş; taraflar arasındaki derdest boşanma davasına ait dava sonucunun beklenmesi, dava dosyasının bekletici mesele yapılması, boşanma davasının olumsuz sonuçlanması durumunda davanın görülebilirlik koşulu gerçekleşmediğinden şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi, boşanma davasının olumlu sonuçlanması halinde ise hükmün kesinleşmesinin beklenilmesi ve tarafların delilleri toplandıktan sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi, davanın görülebilirlik koşulunun gerçekleşmemesi sebebiyle davanın reddine karar verilmesi durumunda da karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesi dikkate alınarak bir karar verilmesinin gerekeceği-
Taşınmazın edinme tarihine göre mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlık Borçlar Kanunu 'nun genel hükümlerine göre çözülmesi gerekli olup, tarafların konum ve statüleri gereği gelir ve giderlerine ilişkin tüm belge ve bilgiler getirtilip yapabilecekleri tasarruf miktarı saptanarak katkı oranlarının belirlenmesinin gerekeceği-
Katkı miktarının hesabı için davalının 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 152.maddesinden kaynaklanan eşin ve çocukların iaşe yükümlülüğü de gözetilerek; tarafların evlilik tarihi ile taşınmazın edinme tarihi arasındaki gelirleri de değerlendirilerek; gerektiğinde bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle, davacının taşınmazın edinim tarihindeki edinime katkı oranının tespiti; bulunan bu oranın, taşınmazın dava tarihindeki belirlenecek bedeline uygulanması gerekeceği-
Davanın görülebilirlik ön koşulu olan boşanma gerçekleşmediğinden tasfiye yapılamayacağı- Davalının yargılama devam ederken ölümü sebebiyle taraflar arasındaki mal rejimi sona erdiğine göre mahkemenin taraflardan birinin ölümünün mal rejimini sona erdirmediği gerekçesinin yerinde bulunmadığı-
Davacı, dava dilekçesinde boşanma ile birlikte mal rejiminin tasfiyesine yönelikte talepte bulunmuş ancak davalı yargılama sırasında ölmüş ise mal rejimi ölüm nedeniyle sona ermiş olacağından mal rejiminin tasfiyesine yönelik dava ile ilgili davalı mirasçılarına tebligat yapılarak davaya devam olunması, taraflara delil sunma olanağının tanınması ve işin esası hakkında hüküm kurulması gerekeceği-
Boşanma yönünden oluşacak hüküm kesinleşmedikçe; mal rejimi taleplerinin incelenmesinin yasal olarak mümkün bulunmadığından, davacı-karşılık davalı kadının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talebinin tefrik edilmesi, boşanma davasının sonucunun beklenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Özel Dairenin davacının katkı payı alacağına ilişkin davasının bir (1) senelik zamanaşımı süresine tabi olduğu yönündeki bozma kararına, yerel mahkemece “davanın BK.'nun 125. maddesinde (şimdi; TBK. mad. 146) öngörülen on (10) yıllık dava zamanaşımı süresine tabi olduğu” şeklindeki gerekçe ile direnilmesinin yerinde olduğu-