“İtirazın kaldırılması isteminin reddi”ne ilişkin karar kesinleşmeden –İİK. 366/VI ve 40/II uyarınca- ödenen paranın alacaklıdan geri istenemeyeceği–
Süresinde temyiz edilen karar hakkında, Yargıtay 12. Hukuk Dairesince ‘onanması’ veya ‘bozulması’ şeklinde verilecek karara karşı taraflara tebliğinden itibaren on gün içinde “karar düzeltme” yoluna gidilebileceği-
Kural olarak mahkemenin “bozmaya uymak” ya da “bu karara karşı direnme kararı vermek” konusunda tarafların istekleriyle bağlı olmayıp takdir yetkisini serbestçe kullanabileceği; ancak bozma nedeninin kamu düzenini bozmaya ilişkin olmadığı ve dolayısıyla bozma nedenlerinin doğrudan doğruya gözetilmesinin gerekmediği hallerde, her iki tarafın da bozmaya uyulmasını istemiş olması durumunda mahkemenin bozma ilamına uymak zorunda olduğu, önceki kararda direnemeyeceği-
Karar düzeltme talebinin yerinde olup olmadığını irdelemek görevi Yargıtay’ın ilgili dairesine ait olduğundan, icra mahkemesince ‘karar düzeltme talebinin reddine’ karar verilemeyeceği—
Suç tarihinden temyiz incelemesinin yapıldığı tarihe kadar TCK.’nun maddelerinde öngörülen bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği anlaşıldığından hükmün sair hususlar incelenmeksizin bu yönden İİK’nun 366. maddesi gereğince bozulması gerekeceği-
Karar düzeltme dilekçesinde yer alan “…Dairenizden, bu kararınızı okunduktan sonra yeniden karar verileceğini beklemiyoruz… Yazdıklarımızın doğru dürüst okunduğuna ve okunacağına da inanmıyoruz…” şeklindeki açıklamaları nedeniyle bu sözcükleri kullanan avukat hakkında –iddia ve savunma sınırları aşılarak, hakareti oluşturan yazı ve sözlerinden dolayı- yasal kovuşturma yapılması gerekeceği–
Bir davadan fazla “karar düzeltme” isteminde bulunulamayacağı–
Yargıtay bozma ilamının “icra mahkemesinin kararına uygun olmayan bozma niteliğinde olduğu”ndan bahisle, kararı bozulan icra mahkemesince yeniden incelenmek üzere Yargıtay’a gönderilemeyeceği–