Bağ-Kur Genel Müdürlüğünün, Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilerek tüzel kişiliğinin sona ermiş olması karşısında, yargılamanın anılan Kurum vekili tarafından devamının sağlanabilmesi için bu Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından verilmiş vekaletnamenin aslının veya örneğinin mahkemeye ibrazının sağlanmış olması gerektiği-
Mahkeme kararlarının, yasal yöntemi ile ortadan kalkmadıkça hukukun gerçeğini belgeleyen hükümler olarak uygulanması zorunlu yaptırım gücüne sahip belgeler olduğu, bu yaptırım gücünün, herhangi bir nedene dayanılarak ve dayanılan nedenin haklılığı ileri sürülerek etkisiz hale sokulmasının ya da zafiyete uğratılmasının hukuk devletinde kabul edilemeyeceği-
Sigortalı veya hak sahiplerine bağlanan gelirde meydana gelen artışın ya da değişiğin ayrı bir olgu niteliğinde olduğu, ilk peşin değerli gelir ile artışlar nedeniyle açılan ilk rücu davasının kesinleşmiş olması, ilk peşin değerli gelirin (ilk davada hüküm altına alınmayan) kusur farkı nedeniyle kesin hüküm engeli oluşturmayacağı eldeki davada, sürekli iş göremezlik gelirinin ilk peşin sermaye değeri, artışlardan bağımsız, ayrı bir olgu, ayrı bir değer ifade etmekte olduğu - Davacı Kurum yönünden kazanılmış hak oluşturması ve kesin hüküm nedeniyle olumsuz dava şartı niteliğinde bulunmaması karşısında, mahkemece, ilk peşin değerli gelirin hüküm altına alınmayan bölümünün kabulü gerekirken, ayrı birer olgu durumunda bulunan gelir artışlarına ilişkin hüküm altına alınan miktar nedeniyle istemin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
506 sayılı kanunun m:79/10,2-9 hükümleri dikkate alınmadan, ve özellikle işverence SSK’ya verilen dönem bordrolarında kayıtlı tanıklar saptanarak, bu tanıkların bilgilerine başvurmadan, dönem bordroları yok ise işverenin komşu işyerlerinin kayıtlara geçmiş kişileri veya benzer işi yapanların kayıtlara geçmiş kimseleri tespit edilip dinlenmeden, davalı kooperatife ait defterlerin incelenerek dava konusu dönemde ücret ödemelerinin olup olmadığı belirlenmeden eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde karar verilemeyeceği-
Kanun gereği Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu oluşturuluncaya kadar, devredilen kurumların yönetim kurulları ilgili mülga kanunları gereği görevlerini yapmaya devam edecekleri ve Kurum Yönetim Kurulunun en az toplanma yeter sayısı kadar üyesi göreve başladıktan sonra devredilen kurumların yönetim kurullarının görevlerinin ve tüzel kişiliklerinin sona ereceği; 24.11.2006 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda yapılan seçim sonucunda yönetim kurulu üyelerinin seçildiği ve toplanması için gereken en az altı üyeden daha fazla üyenin göreve başladığı – Somut olayımızda yargılama aşamasında devredilen kurumların yönetim kurullarının görevlerinin ve tüzel kişiliklerinin sona erdiği; bu sebepten yasal hasmın Sosyal Güvenlik Kurumu olduğu, Bağ-Kur ve SSK Gen. Md.’nin davada sıfatları kalmadığından haklarında ayrıca bir karar verilmemiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı-
Yapılmış bir prim tevkifatına rastlanmaması karşısında belirtilen yıllara ait tarımsal faaliyetin tespitinde ziraat odası tarım meslek kurum ve kuruluşlarının, kooperatif ve birliklerinin kayıtlarının esas alınacağı-
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde, hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntemin öngörülmediği, kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olduğu, ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmayacağı, somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkün olduğu-
Başkasının kimlik cüzdanı kullanılarak çalışılma halinde, kimlik cüzdanında geçen kişinin değil de fiilen kendisinin çalıştığını ispat eden kişinin yaşlılık aylığına hak kazanacağı-
1479 sayılı Yasanın 45/c hükmü gereğince, kız çocuklarının ölüm aylığına hak kazanabilmesi için, evli olmamaları, bu kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmamaları, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir ve aylık almamalarının gerekmekte olduğu-
İşe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda mahkemece çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtların aranacağı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakimin, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirleyeceği-