Kanunun iyiniyete sonuç bağladığı durumlarda (TMK md. 3) asıl olan iyiniyetin varlığı olup, tapu kaydında, dava konusu taşınmaza ilişkin aile konutu şerhi bulunmadığından davalı şirketin kötüniyetli olduğunu kanıtlama yükünün davacıda oması gerekeceği-
Türk Medeni Kanununun 462/1. maddesinde belirtildiği üzere “taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir ayni hak kurulması” işlemlerinin vesayet makamının iznine tabi olup, TMK'nin 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından, karşı tarafın iyiniyetli olmasının o işlemi geçerli kılmayacağı-
İpoteğe ilişkin kazanımların ''iyiniyetin varlığı'' halinde korunacağı, aksine bir savunma var ise bunun davacı tarafından kanıtlanması gerekeceği-
Dürüst davranmaya yönelik hüküm emredici bir kural olduğundan, hakimin kendiliğinden gözönüne almak zorunda olduğu-
Mülkiyetin tespiti ve tescil istenmesi halinde, malını başkasına emaneten bırakan kimse risk altına girdiğinden ve emaneten verdiği şeyin alan tarafından başkasına geçirilmesi tehlikesini göze almış olduğundan, asıl malikin ilk müktesibe karşı açacağı iade davasını kazanabilmesi için iyiniyetli 3. şahsın ödediği bedelin ona iade edileceği-
İpotek tesisine ilişkin işlemden önce taşınmazın tapu kütüğünde aile konutu olduğuna ilişkin bir şerh bulunmadığından lehine ipotek tesis edilen şirket iyiniyetli ise bu kazanımın korunması gerekeceği-
Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunması gerekeceği- Muvafakatnamenin, banka yetkilisinin el ve işbirliğiyle sahte olarak düzenlendiği veya banka yetkilisinin bilgisi dahilinde ilgilisine ait olmayan imza kullanıldığı ispatlanmadıkça, muvafakati aramakla, bankanın gerekli özeni göstermiş sayılacağı-
Vekilin, üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlü olduğu-
Dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu; davacı, davalı şirkete olan borcunun temini amacı ile, dava konusu taşınmazı ipotek ettirdiği fakat tapu kütüğünde aile konutu şerhi bulunmadığı, bu nedenle davalı şirketin kötü niyetli olduğunu kanıtlama yükünün davacıya ait olduğu-