Vekilin, vekalet görevini kötüye kullanmasının vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalacağı, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olmayacağı-Üçüncü kişi, vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmamasının, dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmesi gerektiği-
"Düzenleme şeklinde tanzim edilen vekaletname sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olduğundan, vekaletname gereğince yapılan işlemde muvazaa bulunduğunun kabul edilemeyeceği" şeklindeki görüşün isabetsiz olduğu- Vekaletnamenin geçerli olmasının, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının dinlenmesine engel teşkil etmeyeceği-
Üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması gerektiği- Tapu iptal tescil, olmadığı taktirde bedelin tahsili istenmli davada, vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiasının davalının savunması da gözetilerek açıklığa kavuşturulması, iddianın sabit olduğu saptanırsa,  davanın devamı sırasında devredilebilen taşınmaz bakımından HMK.nun 125 maddesinin uygulanması, harcı tamamlanan miktarın bedel isteği için de geçerli olduğunun gözetilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazın ifrazının mümkün olup olmadığı hususunda Belediye Başkanlığı ile yapılan yazışmalar arasında çelişkilerin bulunduğu, bu çelişkilerin giderilerek, dava konusu taşınmazın ifrazının mümkün olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulmasından sonra işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerekirken, taşınmazın ifrazının mümkün olmadığından bahisle karşı davacının temliken tescil talebinin reddine karar verilemeyeceği-
Üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması gerektiği, davacının iddiasını tanık delili ve bildirilen diğer delillerle birlikte kanıtlanabileceğinden, taraf tanıklarının tümünün dinlenmesi gerektiği-
Vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemli davalarda, vekille alıcının el ve işbirliği içinde kayıt malikini zarara uğratmak kastı ile hareket edip etmediğinin tespitinin zorunlu olduğu- Vekil taşınmazı davalıya 31.000,00 TL bedel karşılığında devretmiş olmasına rağmen gerçek değerin 79.412,90 TL olduğu saptanmış, davalının da 31.000,00 TL’den fazla bir miktar ödediği savunmasında bulunmadığı anlaşıldığından aradaki fark kadar davacının zarara uğratılmış olduğu ve bu nedenle davacının tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davalının vekalet yetkisini kötüye kullandığının ve taşınmazın danışıklı biçimde diğer davalıya devredildiğinin ileri sürüldüğü davada, satışın davacının iradesi doğrultusunda yapıldığı ileri sürülerek, bu iddianın kanıtlanması amacıyla belge ibraz edilmiş olduğundan ve ilgili belge için davalının kandırması sonucu boş olarak imzalandığı iddiası öne sürüldüğünden belgenin geçerli sayılıp sayılamayacağının ön sorun yapılarak tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde incelenmesi gerektiği-
Vekaletnameye istinaden vekil tarafından davalıya satış suretiyle temlik edildiği, davacının verdiği vekaleti vekilden geri istemesine rağmen vekilin davacıya vekâletnameyi yırttığını beyan ettiği, satış bedelinin davacıya ödendiğinin kanıtlanamadığı, vekil ile davalının birlikte hareket ederek davacıyı zarara  uğratıldığının anlaşılmasıyla vekalet görevinin kötüye kullanıldığı sonucuna varıldığı-
İhtarnamenin tebliğ tarihine kadar ecrimisil talep edilemeyeceğinden bu tarihe kadarki ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Davalı bankadan değişik tarihlerde kullandığı krediler sebebiyle kredi tahsis ve istihbarat ücreti adı altında yapılan haksız kesintilerin istirdadı istemine dayalı somut uyuşmazlıkta- Mahkemece, öncelikle dava konusu kredi sözleşmelerinin tamamı getirtilerek, sözleşmede bu kesintilerin tahsil edileceğine dair bir hüküm bulunup bulunmadığı, varsa oran veya miktarının sözleşmede belirlenip belirlenmediği, davacıdan tahsil edilen masraf miktarının kalem kalem ne kadar olduğu ve hangi tarihte hangi kredi sözleşmesine istinaden tahsil edildiği, bu nitelikteki bir krediler için hangi miktar ve oranda masraf ve ücret alındığının diğer bankalardan sorulmak suretiyle davalı bankanın tahsil ettiği masraf oranı ve miktarının davacı tarafın aleyhine ve onun durumunu ağırlaştıracak nitelikte ve dürüstlük kuralına aykırı olarak belirlenip belirlenmediği, genel işlem koşullarının sözleşme tarihlerine göre değerlendirilmesi ve ayrıca 6098 sayılı TBK’nin yürürlüğünden sonra imzalanan sözleşmelerde bulunan masraf alınacağına dair hükümlerin genel işlem şartı olup olmadığı, davalının Merkez Bankasına hangi tarihlerde ne kadar masraf ve ücret alınacağının bildirildiği hususları ile rapora yapılan itirazlar da değerlendirilmek suretiyle uzman bir bilirkişiden rapor alınıp sonucuna göre davalı banka uygulamasının yerinde olup olmadığı konusunda ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz inceleme ve araştırma ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı-