Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunması gerekeceği- Muvafakatnamenin, banka yetkilisinin el ve işbirliğiyle sahte olarak düzenlendiği veya banka yetkilisinin bilgisi dahilinde ilgilisine ait olmayan imza kullanıldığı ispatlanmadıkça, muvafakati aramakla, bankanın gerekli özeni göstermiş sayılacağı-
Vekilin, üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlü olduğu-
Dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu; davacı, davalı şirkete olan borcunun temini amacı ile, dava konusu taşınmazı ipotek ettirdiği fakat tapu kütüğünde aile konutu şerhi bulunmadığı, bu nedenle davalı şirketin kötü niyetli olduğunu kanıtlama yükünün davacıya ait olduğu-
Davacı, lehine ipotek tesis edilen davalının kötüniyetli olduğunu ispat edememesinden dolayı, lehine ipotek tesis edilen davalının kazanımının korunması gerekeceği-
Üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK’nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmesi gerektiği- Davalı, savunmasında; "annesine bakması için taşınmazın yarı payını davacıya verdiğini, kendisine de bakacağını, fakat bakmadığını ve taşınmazın yarı payını geri aldığını, davacı ile anlaşmalarının da böyle olduğunu" beyan etmiş olup, tapu kaydından da taşınmaz davalıya ait iken davacıya devredildiği görüldüğü halde, bu savunma üzerinde durulmaksızın karar verilmiş olmasının hatalı olduğu-
Davacı bonolara dayanan takibe karşı menfi tespit davası açtığına göre, davacının bonolardan sorumlu tutulabilmesi için bonoları imzalayan kişinin ticari mümessil olmasının gerekeceği-
İpoteğin kaldırılması davasında, davacının ipoteğin tesisi tarihinden itibaren üç yılı aşkın bir süre geçtikten sonra, aile konutuna konulan ipotekten haberdar olmadığından ve davalı bankanın basiretli davranmadığı ve kötü niyetli olduğundan bahisle dava açmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, bu sebeple davanın reddinin gerekeceği-
Çekişme konusu payların satış işleminin yapıldığı, satıştan sonraki tarihli belgede davacı ve diğer tüm mirasçıların davalıyı ibra ettiği, sözü edilen belgenin imzalı boş kağıdın üzeri doldurulmak suretiyle oluşturulduğu iddiasının usulüne uygun biçimde kanıtlanamadığı anlaşıldığından, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkin davanın reddi gerektiği- Mahkemece "...belge altında davacının imzası bulunsa da, tanıkların beyanları dikkate alındığında metin kısmının sonradan daktilo ile yazılma olasılığının yüksek bulunduğu...” gerekçesi ile anılan belgeye itibar edilmemesinin isabetsiz olduğu- Varsayıma dayalı hüküm kurulamayacağı-
İyiniyete sonuç bağlanan durumlarda asıl olan iyiniyetin varlığı olduğu ve kötüniyeti kanıtlama yükünün bunu iddia edene düştüğü-
Tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunacağı,bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişinin bu tescile dayanamayacağı-